Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Ben diyorum yoğurt kara, o diyor Ankara!900 defa okundu

, kategorisinde, 14 Oca 2020 - 11:45 tarihinde yayınlandı
Ben diyorum yoğurt kara, o diyor Ankara!

Türkiye’de en çok eleştirilen sektörlerden birisi tarımdır. Özellikle tarım alanlarının daralması, ürün rekoltelerin düşüklüğü ve dışa bağımlılık bu eleştirilerin odağında ki konulardır. Ülke genelinde olduğu gibi Erzurum’da da tarım ve hayvancılık eleştiri konusu olagelmiştir hep. İyileştirmeye yönelik bir takım uygulamalara rağmen bu eleştirilerin ardı arkası kesilmemektedir. Şahsen bana da sorsan, bu hükümetin en başarılı olduğu alan nasıl sağlıksa en başarısız olduğu alanlardan birisi olarak tarımı da gösteririm.  Gerçi bu düşüncemi geçen hafta bizatihi Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar’a da ilettim. Bir defa eleştirilere karşı hoşgörüsü ve sakinliğiyle taktir de ettiğim İl Müdürü Osman Akar’ı da dinlediğimde acaba yanlış mı düşünüyorum diye tereddüte düşmüyor da değilim. Bakıyorum da ben gibi Osman Akar’ı dinleyen çoğu kişi de özellikle tarım ve hayvancılık konusunda haksızlık mı yapıyoruz acaba düşüncesine sahip oluyoruz.

***

Geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar’ı aynı gün iki defa farklı yerlerde dinleme imkanına sahip oldum. Doğrusu Müdür bey ile tanışıklığım da yeni sayılır. ŞEHİRDER’in davetlisi olarak katıldığı bir proğramda dinlediğimde öyle bir tarım ve hayvancılık anlattı ki, şaşmamak mümkün değil. Gerek hayvan varlığı konusunda ve gerekse üretim anlamında bambaşka şeyler anlatıyordu Müdür bey. Rakamlar vererek öyle bir profil çizdi ki Akar, neredeyse ağzı açık dinledik. Zira ona göre tablo hiç de kötü değil ve bir çok konuda çağ bile atlanmış.  Öyle ki, programdan sonra Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün kesinlikle kamuoyunu bilgilendirme gibi bir sorunu olduğu kanaatine vardığımı söyledim ve bu konuda kendilerine haksızlık edildiğini, yanlış algı ile karşı karşıya oldukları sıkıntılarını dile getirme mecburiyetinde bile kaldım. O kadar yani!


İtinayla laf sokulur!

Acizliğin göstergesi olarak da değerlendirenler var ama genelde üstü kapalı bir biçimde karşısındakine bir şeyler ima etmek, bir nevi öç alma yöntemi olarak bilinir laf sokmak! Özellikle de sosyal medya dediğimiz platformda çok yaygındır.  Sıkı laf sokanlar da vardır, her zaman alışkanlık yapan, takipçileri olan. Magazin dünyasının ünlülerinden tutun da siyasiler arasında da yaygındır bu anlatım tekniği! Sanırım Pasinler Belediyesi’nin eski Başkanlarından Bünyamin Ucun yakın tarihte tanıdığım en çok ve en iyi laf sokanlardan biridir. Facebook’dan arkadaşım olan Bünyamin başkan, oldum olası paylaşımlarında genelde birilerine laf sokar. Girdiği en son mahalli idareler genel seçiminde de yarışı kaybettiği için pek bir atar yapar duruma gelen Ucun’u, ben ‘yılın laf sokanı’ ilan ediyorum. Üstüne görmedim daha paylaşımlarında sıklıkla muhataplarına laf sokan.

***

İşte sadece son bir ay içerisinde paylaştığı ve ilgi de gören laf sokmalarından bazıları: ” RAHATINIZ BOZULMASIN DIYE HANGİ DOGRUDAN VAZ GECTIYSENIZ O FİYATA SATILDINIZ DEMEKTIR  / O kadar çok ofsaytın var ki, artık benim bayrağı kaldıracak halim kalmadı / İki yüzlü İnsanların nesini sevmezler anlamış değilim? Mis gibi iki tane yüz işte, çevir çevir tükür / Yanlış trene bindiysen, koridorda ters yöne koşmanın bir faydası yok  / Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin. Zaten gelme! Çünkü sen gelirsen ben biterim / HER ŞEREFE KALDIRILAN KADEHTE BIR ŞEREFSIZIN HATIRASI VARDIR  / Can yakmak bizden geçti. En fazla sigaramızı yakar canı yananları izleriz /  ADAM PROFILINE YAZMIŞ. BİZ CAYA IKI ŞEKER ATARIZ. BİRLİKTE ERISINLER DIYE. BİZ SANKI 20 TANE ATIYORUZ. HALAY CEKSINLER DIYE!


Haydi Burak. Kaldı bir yokuşun!

Neredeyse 15 yıldır tanırım Burak Okuyucu’yu. İlk gün nasıl tanıdıysam bugün de aynı. Hırslı, heyecanlı, müteşebbis, sosyal, duyarlı, kıpır kıpır bir genç. Birbirinden farklı işlerde çalıştığı için Burak’ı belli bir alanda da tanımlayamıyordum. Çünkü her ne olursa olsun elinden de geliyordu. En son fotoğraf çekerken görüyordum, güzel karelere imza atıyordu. Sonra, sonra bir de baktım ki o Burak ‘O Ses Türkiye’de türkü söylüyor. Söyleyeceğinden haberim yoktu, benim için de sürpriz oldu. Elazığ türküsüydü söylediği. Mehmet Özbek’in derlediği muhayyer makamındaki Yüksek Minarede Kandiller Yanar türküsü. Bir TRT Türkü fanatiği olmama rağmen son zamanlarda pek de duymadığım türküydü seslendirdiği türkü. Çok da güzel söyledi. Jüri üyesi Seda Sayan ile birlikte Beyaz’ın dönüp ve de hayranlıkla baktığı Burak, sadece onu değil, hepimizi büyüledi. Sesinin bu kadar iyi olduğuna ve öylesine zor bir türküyü bu kadar da güzel yorumlamasına açıkçası ben de çok şaşırmıştım. Acaba yeni bir İbrahim Erkal mi doğuyor diye düşünmedim değil. Kendisini de zaten aradım, kutladım. En çok da türkü tercihine bayıldığımı söylemiştim. İşte o Burak ikinci tur için hafta içinde yeniden sahne alacak. 15 ile 23 Ocak tarihleri arasında çağrılacak Burak ve yine aynı eseri seslendirecek. Bir hemşehrisi ve tanıdığı, ağabeyi olarak şimdiden ona başarılar diliyorum. Haydi Burak. Sen bu işi başaracaksın. Bunu aştın mı yol yarılanacaktır, inan buna. Aç kapıyı, gir içeri.  Ve selam çak sanat dünyasına. Ben geldim de. Sadece aileni değil, bizi de sevindir.


Ata sevgisi böyle bir şey!

‘’Bizim maviye olan düşkünlüğümüz Selanik’te açılan bir çift gözle başladı’’ der her Atatürk sevgisini yüreğinde yaşayan. Onlardan biridir Abidin Evliyaoğlu. Uzun süre Kamyoncular Dernek Başkanlığı da yapan Erzurumlu bu işadamı arkadaşımız, 7 yıldır başkanlığını yaptığı Mersin’in Silifke ilçesindeki Atayurt Mahallesi’nde ki Elit Sitesine bir anıt yaptırarak Atatürk sevgisini ileri taşıdı. Aralarında Milli Eğitim eski Müdürlerinden Fevzi Budak ile emekli hakim, savcı, genel müdür ve öğretmenin kaldığı 66 villadan oluşan sitede kendi imkanlarıyla yaptırdığı anıt ile her milli bayramda Atatürk’ü anıyorlar. Bayrak direklerinin tamamı tamamı çelik kromdan yapılan Atatürk anıtını, bölgenin Jandarma Komutanı da görmüş ve çok beğenmiş. Mustafa Kemal Atatürk sevgisini bu şekilde gösteren Evliyaoğlu, gelecek nesillere de böylesine güzel bir eser emanet edecek olmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirterek, ‘’ Atatürk’ü öğrenerek büyümüş bir çocuksanız, masal kahramanlarına ihtiyaç duymazsınız’’ diyor. Alkışlarımız ona ve her bayramda Ata’yı anan o sitenin sakinlerine gelsin..


Bugün tarihe karışmış. 30 yaş ve altı pek de hatırlamaz, bilmez. Eskilerin, bizlerin çocuk oyunlarındandı aşık oynamak. Hemen hemen her mahallede küçüklerin vazgeçemediği çocuk oyunlarından olan aşık oyunu, en bilinen ve sıklıkla tekrarlanan oyundu da. ..Ve ve. Galip gelene ‘yenen’, mağlup olana ‘yuduzan’ denirdi finalde. Arkadaşımız Nihat Kılıçoğulları hatırlattı yeniden. Hem o oyunu hem de o oyunun çok güzel bir adı olduğunu anlattı. Haksız da değil hani. Şöyle diyor Nihat:  Şimdi hangi oyuncağın adı bu kadar güzel olur çocuk dilinde ; KINALI ENEKEM!


Fiyatta indirime gidilmesi beklenirken Müdür gitti!

Bu Palen Doğalgaz yönetimine aklım sırrım ermedi gitti bir türlü. Basından ve kamuoyundan hep uzak durmaya özen gösteren Palen’de nasıl bir uygulama anlayışı hakimse anlamak mümkün değil. Bugüne kadar onca şehir hayatının ve de ekonomisinin içinde olsa dahi bir türlü sosyal sorumluluk projeleri ile sahaya inmeyen, belki de inmek istemeyen Palen’de şimdi de müdürün gönderilişi ile ters köşe olduk. Bence son zamanlarda başarılı çalışmalara imza atan ve bu konuda son derece samimi görünen Müdür Emre Akbulut görevden alınmış.  Böylesine önemli bir kurumun başındaki kişinin görevden  ayrıldığını da şirket üst düzey yöneticilerinden değil de orada çalışan bir personel tarafından öğreniyorum. Haber doğruydu. Görevden alınma gerekçesini öğrenmek istedimse de hep kapalı bir telefonla karşılaştım. O kadar ticaretinin olduğu Erzurum’a karşı böylesine hoyrat davranan Palen’in bugünlerde sıklıkla talep edilen fiyatta indirime gitmesi beklenirken müdürü göndermesi de bugüne kadar gerçekleşen uygulamalar ile cuk oturdu. Bu benim son kararımdır.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bitti diye üzülme. Yaşandı diye sevin!

DUVARIN DİLİ: Her dün, eski bir yarın

 

 

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ