Bizler, bir dönem, Atatürk’ten önce Atatürk ismini kullanarak topluma zulmeden, topluma kendi ideolojileri adına baskı yapan, fikirlerini dayatan, özellikle dini değerlerimizi dışlayan veya öyle görünen Atatürkçüleri tanıdığımız için Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü tanıyamadık, anlayamadık, kıymetini bilemedik. Çünkü Atatürk’ün de onlar gibi olduğu vehmine kapıldık.

Atatürk’ü doğru tanımamıza, anlamamıza, sevmemize, değer vermemize sebep olanlar ise Atatürk’ü menfaatleri, hırsları, kinleri uğruna kullananlar değil tam aksine Atatürk’ü ve Atatürk’ün bu vatan, bu millet, bu coğrafya için yaptıklarını inkâr ve yok etmeye çalışanların tavırları, davranışları, yaptıkları oldu.

Farklı gibi de görünse bizim bu durumumuz Yusuf İslâm’ın (Cat Stevens) “Kur’an-ı Kerim’i tanımadan önce Müslümanları tanısaydım asla Müslüman olmazdım” demesine benziyor. Bizler de Atatürkçülerden önce Atatürk’ü tanısaydık onu daha erken tanıyacak, anlayacak, yaptıklarının kıymetini çok daha genç yaşta kavrayacaktık.

Şair’in dediği gibi “Bu ne yaman çelişki, anne…”

Bugün geldiğimiz noktada Atatürk ve yaptıkları ile sorunu olanların ve onlarla aynı yolun yolcusu olan Atatürk ismini kullanarak bu millete zorbalık yapanların Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti, Türklük, Türkler ve İslâm Dini ile sorunu olduğu çok aşikâr olarak orta yere serilmiştir.

Türk Milleti olarak hepimiz; Allah’ın izni, muradı, nasibi ile bu cennet vatanı bizlere armağan eden, Türk Milleti olmanın gururunu yaşatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, kahraman Türk Ordusuna, evlat, can, mal, mülk, makam, mevki demeden vatan savunmasına koşan her bir vatan evladına minnettarız. Dünya var oldukça da minnettar olmaya devam edeceğiz.