Bu fani dünyadan 24 yıl önce Başbuğ Alpaslan TÜRKEŞ göçtü… “Benim evlâtlarım dikbaşlı değil, başı dik Anadolu çocuklarıdır” diyerek, uzak köylerin, kadim şehirlerin mağrur çocuklarına büyük ideallerin peşinden gitmeyi öğretti. Bir nesle millî kimlik,ülke ve vatan sevgisini kazandırdı…Adı Türklüğün şanlı tarihinde ebediyen yaşayacaktır.
Kendisinin Türkiye, Türk dünyası, Milli şuur-Milli kimlik ve Türk Milleti’ne dair beşeri ve toplumsal manada görüş ve düşüncelerinden burada yeterince bahsetmemiz mümkün değil elbette. Fakat Başbuğ’un fikir dünyamızı şekillendiren önemli sözlerinden iki tanesini paylaşmak istiyorum.
Başbuğ, bir irade ve aksiyon insanı olma özelliği ile temayüz etmiş bir liderdi kuşkusuz. Siyasi hareket metoduna Türk milliyetçiliğini bir doktrin çerçevesinde ifadelendirmiş ve konumlandırmıştır. Milli varlığımızı koruma ve milli kimliğimizle yükselme ülkümüzü hedef olarak ortaya koymuş ve “Türkçülük, Türk Milletinin, ilim, sanat, ziraat, iktisat, kültür vd. her alanda, milli gelenek ve bünyeye uygun bir şekilde kalkındırılması içte ve dışta her çeşit saldırganlıklara karşı korunarak hür ve müstakil olarak yaşatılmasını hedef tutan bir ülküdür.” ifadesiyle, bu hedefi tarif ve işaret etmiştir.
“Bizim yolumuz; İman yolu, ahlak yolu, insanlık yoludur. Kardeşlik yoludur, sevgi yoludur, ilim yoludur. Hukuk yoludur, kanun yoludur, gönül seferberliği yoludur. Kısaca, Allah yoludur.” Diyerek, ideallerini hayatına, hayatını ideallerine tatbik etmiş bir insandı.
O’nun hayatı kronolojik bir takvim değil, zorlu,ilkeli bir mücadele ile doluydu diyebiliriz.
Hissiyatıma dair…
“İnsan bazı günleri kitapların arasında saklayıp kurutmak istiyor. ” diyor İsmet Özel. Benim için o günlerden biri de, 1994 yılında Türk’ün Başbuğ’unun, o dönem yönetiminde olduğum A.Gazi Ülkü Ocağı’na ziyareti ile büyük sevinç ve onur duyduğumuz gündür. “Türk-İslam Ülküsünü hayatınıza tatbik edin. Çalışın, okuyun, üretin…ve her işinizde Allah’ın rızasını gözetin” sözleri ile bizleri adeta mest etmiş, fikir ve gönül dünyamıza kavi bir ruh üflemişti.
Alparslan TÜRKEŞ, Türk Milleti’nin özlemle beklediği, her türlü yabancı ideolojilerden arınmış olarak maneviyatını ve milli karakterini ön plana çıkarmış ideal bir gençliğin de inşaası için ömrünü adamış, yaptığı hizmetler ve sahip olduğu meziyetlerden dolayı, Türk dünyasında “Başbuğ” ünvanını haketmiş bir insandı.
Alparslan TÜRKEŞ ismi, Türkiye’nin geleceği ve Türk milletinin kardeşliği için her zaman ümit verici olmuş bir siyaset ve gönül adamıydı. O Rabbine olan inancının, Devlete olan bağlılığının, millete olan sadakatinin samimiyetini kendi yaşantısında ve mücadelesinde göstermiştir…
Bundan tam 24 sene önce yanan yüreklerin kar ile söndürülemediği bir 4 Nisan günü Hakk’a vuslat eden ,mücadelesini “Dâva” şuurunda ve çileli bir ömürle harmanlamış olan Türk Dünyası’nın Başbuğ’u ruhun şad, mekanın Cennet olsun.
SEVİLEN SEVENLERİNİN GÖNLÜNDE HER DAİM YAŞAR; İLKESİ, ÜLKÜSÜ, SEVGİSİYLE…
