Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

DAYAKÇI HOCALAR BİR NESLİN GÜNÂHI SİZİN!..2046 defa okundu

, kategorisinde, 25 Mar 2021 - 18:54 tarihinde yayınlandı
DAYAKÇI HOCALAR BİR NESLİN GÜNÂHI SİZİN!..
(Bugün odamda, yaşı 45-55 arası olan dostlarla mevzu olması münasebetiyle)
Öğretmenlikte 27. yılımdayım… Öğrenciye dayak atmak bir yana meslek hayatım boyunca sadece bir kez lise mezunu bir öğrenciyi yakasından tutup sınıftan attığım vakidir.
Öğrencilerim dersimi hep heyecanla beklediler. Türkçeden bilhassa dilbilgisinden korkan öğrencilerim en zor sandıkları konuları keyifle öğrendiler. Sevgiyle, nükteyle… Kendilerini güzel bir hikâyenin parçası hissettiler… Her dersimiz öğrencilerimizin hayatında bir hatıra olarak kaldı, unutulmadı.
Peki bizim muhattap olduğumuz nesil nasıl bir nesil? Birey olmakla bencilleşmek arasında bocalayan, internet, cep telefonu, akıllı cihazlar, bin bir tülü oyunlar, sosyal medya grupları gibi sayısız uyarıcısı olan nesil… Keyfine çok düşkün, dinleme süresi kısa, sabırsız, dikkati tez dağılan… Hani yeni yeni Z Kuşağı denilen… Buna hızla artan parçalanmış aile çocuklarını ekleyiniz bir de… Psikolojik buhranlarla pençeleşen nesil…
Tek bir dayak atmadan, öğrenciyi üzmeden 27 yıl…
Buradan nereye geleceğim? Şuraya:
Bizim çocukluğumuz gençliğimiz… 1970’ler, 80’ler… Tüm sokağın, toplumun bir anne ve baba gibi kontrol ettiği nesildik… Büyüklerin karşısında hürmetsizlik etmenin çok büyük hadsizlik olduğu nesil. Kuralları olan anne ve babaların otoriter ev hayatında yetişen, edilgen, kurallara kolayca uyan, şimdiki nesle göre ziyadesiyle saygılı nesil…
Buna rağmen… Yumruk, tokat, fiske, kulak çekme, kalın sopalarla ellerimize vurulması, kafalarımızın duvara ve birbirine vurulması…Birkaç santim uzunluğundaki saçlarımızın kökünden makaslanması… O halde insanların arasından yürüyerek eve kadar gelmek… Burnumuz kulağımız kanadı, başımız döndü, yüzümüzden bir hafta sille izi gitmedi… Bizim neslin öğretmenlerden yemediği dayak çeşidi kalmamıştır… Akıllı çocuklardık, sorumluluğumuzu bilen, anne ve babadan korkan, öğretmeni görünce eli ayağı titreyen nesil… (Az sayıda rastladığımız müşfik öğretmenlerimizden Allah razı olsun)
Sudan sebeplerle yahut sebepsiz yediğimiz dayaklar, öğretmen dayağının ötesinde yaşımıza göre maruz kaldığımız ileri derecede şiddet bile sayılabilir. Bugünle karşılaştırdığımızda “adli vaka”lıktı çoğu…
Psikopat öğretmenler yüzünden okul hayatı sona eren nice arkadaşımız olmuştu… Biliyorum bu konuda hepinizin tanıklık ettiği acı hikâyeler var… Bizim neslin psikososyal çözümlemesinde o dayakçı öğretmenler her zaman hesaba katılmalıdır.
Sakın, “o dayaklar sayesinde okudu o nesil” kandırmacasını dillendirmeyiniz. Yalan. O dayakçı öğretmenlere, o nefret ortamına, yokluğa, yoksulluğa rağmen okudu bizim nesil.. Evet o kötü öğretmenlere rağmen…
Evet ben bir öğretmenim… 27 yıl… Her öğrencisinin kendisini değerli hissetmesi için çabalayan…
Binlerce öğrencimin huzurunda yazıyorum bu yazıyı…
Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ