Aynı devrin, toprağın, kültür ve inancın, velhasıl neslinin birbirine düşürülüp, dönem dönem kanla revan bir mücadelenin içerisine sürüklenip nice darbe ve ihtilal ile ülkelerin ve milletlerin istiklal ve İstikbaline ipotek koymaya çalışan;
Emperyalist güçlerin kendi mutfaklarında ki tezgahlarında pişirip bizlere self servis yaptıran oyunu ve oyun kurucuları tahlil ve analiz edemedikten sonra ;
1913 Baba-Ali baskını ile başlayıp,
-27 Mayıs 1960 İhtilali,
-22 Şubat Ayaklanması,
-12 Mart 1971 Muhturası,
-1980 Askeri Müdahalesi,
-28 Şubat 1997 Darbesi,
-27 Nisan 2007 Muhtırası,
-12 Temmuz 2007 Ergenekon Operasyonları,
-17-25 Aralık 2013 Operasyonu,
-15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi ile taçlandırılmaya çalışılan ihanet bataklığını asla kurutamayız.
Bu güne kadar yaşadığımız bir çok darbe ve ihtilal mukabelesinin belki bugün demokrasi rövanşını alıp, 27 mayısı bir demokrasi bayramına dönüştürmeyi başarsakta,
İstiklal ve İstikbalimize göz diken emperyalizmin kukla ve taşeronları dahili ve harici terörize örgütler ve devletler olduğu müddetçe ve bunların iç ve dış müdahaleleri üzerinden nemalanmaya, bir sırtlan gibi faydalanmaya çalışan asalaklarında meze ve oyuncağı olmaktan öteye geçemeyiz.
Unutmayınız ki Türk siyasi tarihinde yapılan darbe ve ihtilaller akabinde müdahaleyi pratikte uygulayan taşeronlarda, maruz kalan Türk Milletide az yada çok, iyi yada kötü, dün yada bugün bedelleri ödemişler tek kazananı ise emperyalist terörize örgütler ve devletler olmuştur.
Liderimiz Devlet beyinde; “Cepheleşerek sonuç alamayacağımız görülmelidir.Çatışmanın ve çekişmenin sonu olmadığı bilinmelidir.1950’li yıllara şerh düşen siyasi ve ideolojik kamplaşmalar, hatta kahveleri ve gönülleri bile ayıran katılaşmış önyargılar milli birlik ve dayanışma ruhumuza fazlasıyla zarar vermiştir.” tarihi hassasiyet ve tespitleri ile;
Belkide millet olarak bedel ödememizin en haklı gerekçesini ise darbe ve ihtilalleri kendi mutfaklarında taşeron ahçılarına pişirtip bizlere self servis sunan kızıl ve yeşil emperyalizme;
Ülkemizin İstiklali ve İstikbali noktasında birleşemeyip, fikirler, inançlar, ideolojiler, mezhepler, partiler, sendikalar, dernekler, vesaire unsurlara,taiflere bölünerek, ötekileşerek, ayrışarak, kutuplaşarak birnevi doluyu tarlamıza biz davet ederek, candan, gelecekten, güçten, mahsulden bizler olduk ve bedelini yeterince çok ağır ödedik.
Şüphesiz tarih tekerrürden ibarettir, ibret alındığı takdirde tekerrür etmeyecektir. İbret alıp tekerrüre vesile olmamak dileği ile..
İdlip’ te İnsanlık ve Ülkemizin ali menfaatleri adına Şehitler tepesine yürüyerek şehid olan Teğmenimiz Can Berk Tatar şehidimizin ve Demokrasi şehidi Başbakanımız Adnan Meneres Beyin şahıslarında bütün Ülkücü ve Vatan şehitlerimizi, rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
Yassı adanın demokrasi ismi ile özdeşleştirilerek, emperyalistlerden ve taşeronlarından alınan rövanşın, İmralı adasındakindende alınıp o hainin idamından sonra , İmralı Adasının; Bütün şehitlerimizin hatıralarının yaşatılacağı Milli Mücadele Adasına dönüştürülerek Türk Tarihine geçmesini murad ediyoruz.
selam saygı dua