Kurucusu olduğu AK Parti’den geçtiğimiz hafta istifa ederek yeni parti için çalışmalarına hız verdiği konuşulan Ali Babacan Erzurum’da kimler ile temasta? Kuşkusuz AK Partilileri de meraklandıran bu soru cevap arayadursun, kulislere teşkilatlanma konusunda isimler de yansımaya başladı. Erzurum Barosu’na kayıtlı genç bir avukatın yanısıra Atatürk Üniversitesi’nde bir öğretim üyesi ile temasa geçildiği belirtiliyor ama isimler netliğe kavuşmuş değil. Özellikle Ali Babacan ile birlikte çalıştığı öne sürülen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakın olduğu belirtilen isimler ile temasa geçildiği bilgileri alınırken, Refah Partisi’nin eski İl Başkanlarından Cemalettin Hınıslıoğlu’nun da adı geçiyor. Ancak Gül’e yakınlığıyla bilinen Hınıslıoğlu’nun ilerleyen yaşını ve kötüleşen sağlığını gerekçe göstererek teşkilatlanma çalışmalarında olmayacağını bildirdiği kaydediliyor. Sanırım önümüzdeki hafta bu sayfada daha başka isimler ve kulis bilgileri yeralacak, özellikle bu konuya kulak kabartmak isteyenler! Biraz daha beklemenizde fayda var.
//////////////////////
AYNIYLA VAKİ!
Çocuklar aynı takımda
Anneler aynı okulda
Babalar aynı kampüste!
Tesadüfleri severim. Çünkü bazen arayıp buldukların değil de, tesadüfen rastladıkların mutlu eder seni. Akan ve Menzek’ler ailesi de son zamanlarda beni müthiş mutlu eden tesadüflerdendir. Onların tesadüflükleridir belki de benim ilgimi çeken..
Damla Akan ve Zehra Menzek, bir haftadır Erzurum’da kampta bulunan Sürat Pateni Milli takımının iki sporcusu. Milli takımın kamp yaptığı Palandöken’de ki Sport Otel’de aynı odada kalan 2 yıldız milli sporcular yine tesadüftür aynı okulda, Güneş İlköğretim Okulu’nda öğretim görüyorlar.
Peki ya anneleri?
Tesadüf bu ya!
Evet, Damla ve Zehra’nın anneleri de ilginçtir, öğretmen.
Damla’nın annesi Leman Akan ile Zehra’nın annesi Bilgin Menzek hem de aynı okulda, TOBB İlköğretim Okulu’nda öğretmenler.
Bu ailede tesadüf sadece çocuklar ve anneleri ile sınırlı değil.
Babalar da ilginç bir tesadüfe imza atmış durumda.
Her iki baba da Atatürk Üniversitesi’nde akademisyen.
Üstelik Damla’nın babası Yusuf Akan ile Zehra’nın babası Abdullah Menek profesör!
Aynı kampüste mesai veriyorlar.
Sıktıysam özür olsun.
Bana çok ilginç geldi, size de gelir diye paylaştım..
//////////////////
Efsane eldiven!
Boks’ta tüm zamanların en iyisi olarak kabul edilen dünyaca ünlü efsane boksör Muhammed Ali Clay’ın taktığı eldiveni elime ilk taktığımda ne yalan söyliyeyim, heyecandan tir tir titredim. Palandöken Belediyespor’un başkanlığına getirilen Milli takım başantrenörlerinden Milli boksör Gürkan Sönmez’in odasında gördüm ilk o siyah eldivenleri. Gürkan Sönmez hoca o eldivenlerin Muhammed Ali Clay’a ait olduğunu söylediğinde, dokunmadan edemedim. Bir Rusya gezisinde tesadüfen eline geçen eldivenlerini kulüp binasındaki odasında saklayan Gürkan hocadan takmak için izin istediğimde, ne yalan söyleyeyim önce ‘’olmaz’’diyeceğini düşündüm. Benim için çok kıymetli bir şeydi ona dokunmak ve hele de takmak. Doğrusu dediğim gibi ilk taktığımda, poz verdiğimde belli etmek istemiyordum ama tir tir titriyordum. Ben takarken titriyordum, Muhammed Ali Clay’ın vurduğunda o boksör ne hissediyordu acaba? Boksu bıraktığı 1984 yılına kadar siyah beyazlı dönemlerde televizyonlarda maçlarını izlemekten büyük keyif aldığım Clay’ın daha önce giymiş olduğu eldiven, öyle sıradan bir eldiven değil bir defa. Çok eski olmasına rağmen halen daha yeniymiş gibi duran eldiven tamamen manda derisinden yapılmış ve içi kaz tüylü. Gürkan Sönmez, bu eldiveni özel olarak koruma altına aldıklarını belirtirken, bu vesileyle 2 yıl önce aramızdan ayrılan Amerikalı Müslüman boksör Muhammed Ali’ye Allah’tan rahmet diliyorum.
//////////////////////
Tribünleri de kaldırın tam olsun!
BB Erzurumspor teknik direktörlüğüne getirilen Muzaffer Bilazer de gördüğüm kadarıyla tesislerin önündeki idman sahasının etrafına örülen brandaların kalmasından yana! Hayırlı olsun ziyaretine gittiğimde Muzaffer hocanın da saha etrafının kapalı olmasından memnun olduğunu, mahsurları var diye kaldırılmasını sağlamayacaklarını hem de üstüne üstüne basa basa söylemişti. Anlıyorum ki o da Mehmet Özdilek döneminde gerçekleşen bu uygulamadan memnun ve kesinlikle antrenmanların taraftara kapalı yapılmasından yana. Ve yine anlıyorum ki yöneticiler de aynı kafada ve idmanların taraftarlarca izlenmesi istenmiyor. Peki madem taraftarların idmanları seyretmesi mahsurlu, brandalar ile örülmesi doğru bir karar, Yüksek İrtifa Merkezi’nde ki tribünler ne olacak? Orada da hem de sezon hazırlıkları yapılıyor ve taraftar hem de tribünlerde izliyor. Orada izlemek mahsurlu değil mi? Bari oradaki tribünleri de kaldırın bu iş tam olsun. Son kez diyeceklerimi diyor, bu konuyu bir daha açmamak üzere kapatıyorum. Erzurum takımı ile taraftarı öteden beri bütünleşmiştir, etle tırnak gibi olmuştur. Bu sevginin ortasına set kurmak mantıklı değildir, adeta kan bağını kesmektir. İnanıyorum ki futbolcu o taraftardan besleniyor ve bu açıdan o brandaları ben gıdaların kesilmesi gibi görüyorum. İdman sahasının etrafını kapatarak iyi güne kalacağınızı sanmıyorum!
///////////////////
Vali bey vites büyüttü!
Futbola bir hayli meraklı olduğunu her fırsatta belli eden Erzurum Valisi Okay Memiş, özellikle hafta sonları veya mesai saatleri dışında halı sahada futbolu oynamaya devam ediyor. En son Vali beyi 1 Nolu Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde futbol oynarken izledim. Oğulları ile aynı takımdaydı. Kaleye yakın oynuyordu ve oldukça da hareketliydi. Bir önceki maçlarına oranla daha profesyonellerden oluşan bir kadro ile sahadaydı Vali bey. Yani iki ciddi rakibin maçıydı oynadığı maç. Çoğu profesyonel oyunculardan oluşan ve hem de nizami bir sahada top koşturuyordu Vali bey. Baktım, Nobre de maçta ve Vali ile aynı takımda. Üstelik, Nobre’nin de sahada olduğu bir maçta Vali bey de dahil sırıtan kimse yoktu. Riya yapmıyorum valla. Vali Memiş, bulunduğum süre içerisinde asist de yaptı, gol de attı. Ama ne yalan söyleyeyim. Daha önceki halı saha maçlarında bürokratlar maç yapılırken genelde Vali beye pas atarlar, top ayağına geldiğinde Vali beyi gözleri arardı. Nobre de aynıydı. Nobre’ye orta sahada ne kadar top geldiyse hep Vali Memiş’i gözleriyle aradı. Allahı var, Vali bey de her Nobre’nin derinlemesine pasında topla buluştu ve o topu olumlu kullandı. (Maçta Vali beyin gol sevinci anını kare kare görünteleyen ve bunu Erzurum Ajans’ta okuyucuları ile paylaşan Onur Sağsöz’e bu fotoğraf için teşekkürler)
///////////////////////
Kesin Leo’nun kendisi gitmek istemiştir!
İlk başlardaki durgunluk yok. Günler ilerledikçe BB Erzurumspor’un 1.ligde mücadele edeceği kadrosu da yavaş yavaş şekilleniyor. Gelenler, gidenler derken ideal kadro oluşma yoluna girdi. Ancak geçtiğimiz gün gönderilenler arasında Leo’yo görünce çok şaşırdığımı söylemeliyim. Erzurumspor’da geçen sezon en uzun süre alan oyuncu olan ve istikrarlı futbolu ile mavi-beyazlı takıma katkısı bulunan Leo’nun gönderilmesini doğru bulmadığımı söylemeliyim. Hem de o mevkide öyle bir oyuncu bu ligde az bulunur. İnşallah yönetim ekonomik sebeplerden dolayı bu oyuncu ile yeni sezon için anlaşmamıştır. Yoksa Leo anlaşılmayacak bir oyuncu değil. Kaldı ki Leo gibi sol kanatta bir oyuncu alayım dersen kolay kolay bulamazsın. Hem de onun gibi ligi bilen ve de tecrübeli. Dedim ya. Leo’nun kendisi kesin ayrılmak istemiştir. Yoksa yönetimin öyle bir lüksü olamaz. Nokta. Bu benim son kararımdır.
///////////////////
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Sahipsiz vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır. (Mehmet Akif Ersoy)
DUVAR LAFLAMALARI: Zaten ölücez. Çok da şeyapmamak lazım!