LGS’de Erzurum 58. olmuş… Sosyal paylaşım sayfalarında il müdürü istifaya davet ediliyor, yetkililerin hesap vermesi isteniyor. Hesap verme hayatın her alanında hep diri olmalıdır, evet ama…
Başarısızlığı il ölçeğinde yönetici liyakatına bağlamak popülist tepki… Yanlış!
Başarılı olan illerin müdürleri mi çok başarılı? Mesela 40. olan ilin milli eğitim müdürü çok daha iyi müdür mü? Yahut birinci olan ilin müdürünün, diğer müdürlerden üstün özellikleri, gayretleri mi var? Elbette ki yok…
Başka soru: Sıralamada başarısız olan illere atama yapan zihniyet ile başarılı illere atama yapan zihniyet farklı mı? Bakan farklı mı, liyakat hassasiyeti farklı mı?
Elbette ki değil…
Başka soru: Erzurum il milli eğitim müdürünü bugün Tunceli’ye, Burdur’a, Rize’ye atasanız o illerin başarısı geri mi gidecek? Birinciyken 58. mi olacak o il? Yahut Tunceli milli eğitim müdürünü Erzurum’a alsanız, Erzurum 58. değil de 25. mi olacak, birinci mi olacak?
Elbette ki hayır…
Bakın arkadaşlar 2008’de Erzurum valiliğine bir seminerde aldığım görev vesilesiyle istatistiklere dayanan eğitim raporları hazırladım. O tarihe kadar son on yılda Erzurum LGS’de 40 ila 50 arasında, üniversite sınavlarında 50 ila 60 arasında gidip geliyordu.
Malum yapı milli eğitimi ele geçirince il sıralamalarını kaldırdı. İllerde sözde SODES projeleriyle devletin parasını çekmek için, kaymakamlıkları kendilerine müşteri yaptı, her ili başarılı gösterdiler: “Bakın SODES projelerinden, kaymakamlıkların öğrencileri dershanelere göndermesinden sonra Erzurum 25. oldu!” yalanını söylediler. Ben hariç Erzurum’da herkes inandı. Aslında başka illerde de aynı şeyi yaptılar. Sınavlarda başarısız her il, bu projelerden sonra kendisini ilk 20-30 ilin arasında sanıyor, diğer illerin kaçıncı olduğunu bilmiyordu; çünkü açıklanmıyordu. Sosyolojiden, psikolojiden, eğitimden habersiz olanlar ve o malum yapılanmanın reflekslerini öngöremeyenler inanır bu aptalca yalana… Kimse kusura bakmasın ve herkes itiraf etsin ki inandınız! Her başarısız il, oranın milli eğitim müdürleri, kaymakamları, valileri çok mutluydu… Gerçeklerden habersiz… 60. – 70. olduklarından habersiz… Kendilerini övüyorlardı il sıralamasında 20., 25. olduk diye… Biz başardık diye.. O halde devlet eliyle kurs açmaya, SODES projelerine, kaymakamlık paralarını malum yapıya akıtmaya devam!
Hatırlayanlar olacaktır, o yıllarda bir yazı kaleme aldım bu durumu dile getiren… Erzurum’da bir dernek kurdurmuşlardı, adı da Palandöken Dershaneler Birliği… PALDER… Projelerini bu dernek üzerinden yürütüyorlardı. Yazımın adı “PALDIR KÜLDÜR” idi. Yalanları, yanılgıları ifşa etmiştim.
Başta il milli eğitim müdürü, vali yardımcısı olmak üzere yukarıdan aşağı yetkililerin hepsi yerinden zıpladı… Sonrası tehditler, aba altından sopa göstermeler…
Neyse, bugüne dönelim..
Demem o ki, dün de böyleydi, bugün de… Eski milli eğitim müdürü Fevzi Budak’ın son dönemlerinde de il sıralaması aşağı yukarı böyleydi, sonrakiler zamanında da…
Sonuç…
Her il çok başarılı olsa da yine bir sıralama olacak ve bir şehir 58., diğeri 80. duruma düşecek…. Aynı şey her ilin başarısız olması durumunda da geçerli… Bir il 1., diğeri 30., bir diğeri 60. olacak…
İşin esası şudur: Türkiye’nin OECD ülkelerinin lise çağındaki öğrencileri arasında yapılan PISA Matematik ve Fen Bilimleri sınavında durumu belli. Hep sonlarda… 72 devlet arasında 50.
Ve Erzurum…
Gösterilecek üstün gayretler sonunda bile 58. sıradaki bir il, Erzurum ancak 8 – 10 basamak yükselir… Eğitim o şehirde yaşayan insan kaynağının eğitim hassasiyetiyle ilgili bir durum.. Yani sosyolojiden bağımsız değil eğitim. Dilimizde pelesenk olan o sözü neydi: Erzurum nitelikli göç verirken hızla niteliksiz göç alıyor! Geri kalmışlık üstten aşağı bir bütündür.