Takip edenler bilir!
Bundan hemen hemen iki hafta önce kaleme aldığımız yazımızda; Erzurum’daki vaka sayılarının Eylül ayının ilk haftasıyla birlikte düşüşe geçmeye başlayarak kontrol altına alınacağını ifade etmiştik…
Nitekim de öyle oldu…
İl Pandemi Kurulu toplantısının ardından sürece dair bir değerlendirme yapan Vali Okay Memiş, salgınla ilgili olarak Erzurum’da peak noktasına ulaşıldığını düşündüklerini ifade etti…
Mealen;
“Salgın, Erzurum’da peak yaptı ve bir plato oluşturdu… Önemli olan bu platodaki gerileme ve Erzurum işte tam da bu seyirde…” diyen Vali Memiş, kurduğu bu cümleyle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın paylaştığı verilerin aslında nasıl okunması gerektiğini de ortaya koymuş oldu…
Şöyle ki…
Bakan Koca, önceki gün yaptığı paylaşımda Erzurum’u vaka artış hızının en yüksek olduğu iller arasında değil, tam tersine ağır hasta sayısının yüksek olduğu iller arasında telaffuz etti…
Bu, şu demek:
Salgın, Erzurum’da kontrol altına alındı…
Peki, süreç bundan sonra nasıl işleyecek?
Şimdi!
Tedbirlere sıkı sıkıya uyar ve bulaş riskini en aza indirmek amacıyla temas ortamı oluşturmamaya özen gösterirsek; -şundan kesinlikle emin olabilirsiniz- Eylül ayı sonuna doğru Erzurum’da durum çoktan normalleşmiş olur…
Ama yoook!
Pandemi kısıtlamalarının kalkmasının ardından yaptığımız gibi zaafiyete düşer de, seleyi bir kez daha suya verirsek; havaların da soğumaya başlamasıyla birlikte Allah korusun ikinci dalgayı bile görebiliriz!
O derece yani…
Gelelim vaka sayısına…
Herkes bunu soruyor:
“Erzurum’da vaka sayısı gerçekte kaç?”
Biz şahsen böyle bir sorunun sorulmasının bile anlamsız olduğunu düşünüyoruz, zira vaka sayısı ister 10 olsun, ister 100 olsun hiç farketmez; sonuçta hepimizin tedbir almak gibi bir sorumluluğu var…
Ama biz yine de cevap vermiş olalım…
Efendim, Erzurum’daki pandemi hastanelerindeki toplam yatak sayısı bin 500 olduğuna ve vaka sayıları ise, bu rakamın 5’te biri olduğuna göre; bölün bakalım şimdi bin 500’ü beşe!
Sonuç 300 çıktı, öyle değil mi?
Demek ki Erzurum’da günlük ortalama 300 vakayla karşılaşılıyor…
O halde bundan şu sonuç çıkar:
Attığımız her adımda 300 kere düşünmeli, maskeyi yüzümüzden indirdiğimiz her an 300 kere pişman olmalıyız!.. Temas ortamlarından en az 300 adım uzaklaşmalı ve sosyal mesafeyi ise, gerekirse her seferinde 300 kez yeniden hesaplamalıyız…
O zaman bakın bakalım virüsten geriye bir eser kalıyor mu?