Ezan; Müslümanların yaradılış kodu ve İslam toplumlarının ruh köküdür. Ezan; sadece ilahi bir çağrıyı sembolize etmez, aynı zamanda aidiyeti ve kimliği de ifade eder. Dolayısıyla ezan üzerinden yapılacak tartışmalar, taraftarlarına fayda sağlamayacağı gibi, toplumda kin ve nefret, nifak ve ayrılık tohumlarını da yeşertecektir.

Hele Türkiye gibi dini hassasiyetlerin en üst düzeyde olduğu bir coğrafyada ki; Ezanla ilgili oluşturulacak olumsuz en küçük gündem bile bu toplumda derin yaralar açmaya yetecektir.

Bu bakımdan ezana karşı yapılacak her türlü saygısızlığın; bu milletin nazarında en hafif tabirle “alçaklık” olarak tarif bulacağının bilinmesini istiyoruz. Kim olursa olsun, toplumun hangi katmanını temsil ediyorsa etsin; ister kitlesel, ister bireysel hiç kimse ama hiç kimse “Ezan” gibi bu milletin ulvi bir değerini kullanmak veyahut istismar etmek bir yana dursun, saygısızlık etmeyi dahi aklından geçiremez!

Merhum Akif’in de, İstiklal Marşı’mızda ifade ettiği üzere:

Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:

Değmesin ma’bedimin göğsüne na-mahrem eli;

Bu ezanlar ki, şehadetleri, dinin temeli

Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli…