Bir gün bir simit, bir çay, biraz da peynir,
Ama kalabalık olsun mutlaka,
Yer bulamayalım oturacak, dip dibe, tıkış tıkış,
Palandöken de olur, bir deniz kenarı da,
Bir yol durağı da, bir okulun kantini, bir çay ocağı da olur,
Olsun korkmadan, çekinmeden dip dibe, tıkış tıkış olabilelim de,
Uzun bir yolculuk isterim,
Durduğumuz her yer çok kalabalık olsun,
Acıkalım, gözleme olsun, peynirlisinden,
Çayın acılığını şeker bile gideremesin,
Sonra bir dondurma alalım, erimiş, yeniden donmuş,
Güle oynaya, parmaklarımızla birlikte yiyelim,
Kalabalık olsun çok kalabalık, maskesiz, mesafesiz,
Ama temiz olsun, tertemiz,
Ve namaz kılalım ezan sesini duyduğumuz ilk camide,
Hasretinden gözyaşları döktüğümüz hıncahınç bir namaz,
Maç izleyelim stadyumda tıklım tıkış,
Gol atılınca ilk bulduğumuz insana korkusuzca sarılalım,
Hısım, akraba, eş, dost doluşalım bir eve,
Sallayalım kaşığı ya tatar böreğine, ya boraniye.
Saf, saf, omuz omuza kılalım cenaze namazlarımızı,
Seksen kişi doluştuğumuz odada okuyalım Fatiha’mızı,
Bir gün bir simit, bir çay, biraz da peynir,
Ama kalabalık olsun mutlaka…