Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

KUŞAK-YOL İNİSİYATİFİNİN TÜRKİYE’YE VE ERZURUM’A TESİRİ-3779 defa okundu

, kategorisinde, 02 Nis 2021 - 15:18 tarihinde yayınlandı
KUŞAK-YOL İNİSİYATİFİNİN TÜRKİYE’YE VE ERZURUM’A TESİRİ-3

Osmanlı Devleti’nin en önemli çöküş nedenlerinden biri ekonomidir. Ekonominin çökmesinin, gelir kaynaklarının yok olmasının nedenlerinden biri de ipek ve baharat yollarının baypas edilmesidir.

 

Batılı ülkeler Osmanlı Devleti’ni çökertmek için ellerinden gelen her yolu denemişlerdir. 19 yüzyılın başlarında Batılı ülkeler İranlılarla ilişki kurarak İran ve Ermenileri bir araya getirmiş, İpek Yolu için bent oluşturmuşlar, tarihî ticaret yolunun Osmanlı topraklarından geçmesini kısmen engellemeyi başarmışlardır. Daha farklı yollar deneyerek Ümit Burnu’nun keşfinden sonra ve Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla ipek yolu tamamen baypas olmuş, Osmanlı Devleti zayıflamaya başlamış yeni ticaret yollarının inisiyatifini elinde tutan Batılı ülkeler güçlenmiştir.

 

Batı, Osmanlı zayıflarken Osmanlı devleti içerisinde işbirlikçiler yetiştirmiştir. Osmanlı devletinin son padişahları bunu fark etmiş ticareti denizlerden karaya çekebilmek için önemli projeler geliştirmişlerdir. Sultan Abdülaziz İstanbul Boğaz köprüsü projesini geliştirmiş; fakat Batı’nın içimizde yetiştirdiği işbirlikçileri sayesinde elim bir darbe girişimi sonucu şehit edilmiştir. Daha sonra Sultan II. Abdülhamit kapsamlı projeler geliştirmiş, “köprü, tüp geçit, Hicaz demir yolu, Avrasya demir yolu, tünel projeleri, DAP, GAP, KOP…” gibi projeleri hazırlatmıştır. Hicaz ve Kars demir yollarını tamamlamayı başarmış ancak yine içimizdeki işbirlikçiler yüzünden darbe ile tahttan indirilmiştir. Sultan II. Abdülhamit tahttan indirildikten kısa bir süre sonra Osmanlı parçalanmıştır. Hatta Hicaz bölgesinde isyan çıkaranlar ve Lawrence’in ilk işi Hicaz demir yolunu tahrip etmek olmuştur. Normalde bölge halkının kalan nimetlerden yararlanması gerekirken böyle şeylere başvurması ilginçtir, orada yaşayan halk için anlaşılmaz, Batılı ülkeler için stratejiktir.

 

Batılı ülkeler Osmanlıyı yıktıktan sonra bu projelere bir daha geri dönülmesin diye derin kuyular kazmışlardır. Bu asırda dünya soğuk savaş sürecine girerken Türkiye’yi Komünizmin kucağına atmaktan çekinen Batılı ülkeler demokrasiye kontrollü geçiş sağlamak için Türkiye’yi NATO’ya üye yapmışlar ve demokrasiyi, özellikle bu projelerle ilgilenen liderleri askerî vesayetle kontrol altına almaya çalışmışlardır. Adnan Menderes iktidara geldikten sonra, kısa süre içinde kalkınma hamlesi başlatmış bundan öteye gitmenin yolarını aramış tarihî projeleri canlandırmak istemiştir. Dışardan borç bularak projeleri hayata geçirmek istemiş ancak Natocu askerler darbe ile onu koltuktan indirmiş ve şehit etmişlerdir. Bundan sonra halk desteği ile iktidara gelecek olan Süleyman Demirel ilk köprü projesini başarmış ancak darbe ile terbiye edilerek Batılıların saflarına geçmiştir. Yine aynı yollarla halk desteği ile iktidara gelen Turgut Özal parametreleri düzelttikten sonra ikinci köprüyü yapmış mega projelere geçerken şüpheli bir ölümle hayatını kaybetmiştir. Başta ağır sanayi olmak üzere ülkesi için büyük projeleri olan Erbakan iktidar olamadan devrilmiştir.

 

Yıl 2002’ye gelindiğinde darbeciler ve onların siyasi temsilcileri iflas etmiş milletin önünde önemli bir kapı açılmıştır. Milletin adamı milletin değerleriyle yetişmiş milletini düşünen lider Recep Tayyip Erdoğan ezici bir çoğunlukla iktidara gelmiştir. Kısa süre içerisinde Türkiye’nin çehresi değişmiş büyük bir canlanma meydana getirmiştir. Türkiye’nin parametrelerinin düzeltilmesiyle kalkınabileceğini iyi bilen Erdoğan ‘’yiğit düştüğü yerden kalkar’’ şiarıyla ali devletin yıkılışında düştüğü yerden kalkması için II.Abdülhamit projelerinin üstüne koyarak adım adım ilerlemektedir (köprü, tüp geçit, tünel, duble yollar, küresel uluslararası havalimanı, küresel İstanbul finans merkezi, hızlı tren, Avrasya demiryolu projesi, ticaret merkezi olacak bentler, enerji geçiş yolları). Erdoğan adım adım bu projeleri hazırlayıp gerçekleştirirken Batılı ülkeleri karşısına almış, küresel güçlerle mücadeleye başlamıştır.

 

Yine içimizdeki işbirlikçileri sayesinde bu küresel güçler 17-25 Aralık, 15 Temmuz Fetö üzerinden güçlü irade olan Erdoğan’ı ve projelerini hedefe koymuşlardır. Her iki teşebbüste başarısız olmuş ancak süreç hala devam etmektedir. Özellikle 17-25 Aralık operasyonlarına dikkat çekmek isteriz. 17-25 Aralık operasyonlarında köprü ve uluslararası havalimanı projelerini yapan müteahhitler, küresel finans merkezinin en önemli bankası olacak olan Halk Bankasına (küresel itibarını düşürmek amacıyla) ve bu projeleri gerçekleştiren irade Recep Tayyip Erdoğan’a operasyon çekilmiş, 15 Temmuzla devam edilmiştir…

 

İpekyolunun baharat yoluyla kesişen güzergâhları dikkate alındığında karasal alandaki Asya, Afrika ve Avrupa kıtaları arasındaki bu uzun güzergâhla birlikte Büyük Okyanus, Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusunu birleştiren kadim bir yol olarak da değerlendirilebilir. Tarih boyunca karadan ve denizden izi sürülen doğu-batı güzergâhının bu bağlantısı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde gerçekleştirilen güçlü ulaşım ağıyla (bölünmüş yollar, otobanlar, hemen her şehirde kurulan hava alanları, bölgeleri birbirine bağlayan tüneller, Marmaray ve Avrasya tünelleri, yüksek hızlı tren, yenilenen ve geliştirilen demiryolu ağı, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu; Yavuz Sultan Selim, Osman Gazi ve 1915 Çanakkale Köprüsü) alt yapısını tamamlamış gözükmektedir. Son olarak Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılması ve Türk koridorunun açılması (Zengezur geçidi) Türkiye’den Nahcıvan üzerinden Azerbaycan’a ve Türkistan’a kesintisiz kara ve demiryoluyla ulaşımı mümkün kılmıştır ki bu, bilhassa Çin ve Türkiye arasında hayata geçirilmeye çalışılan “Orta Kuşak Yol Projesi” (Demir İpekyolu) açısından son derece olumlu ve mühim bir gelişmedir.

 

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ