ERZURUM’DA İPEKYOLU ENSTİTÜSÜ KURULMALIDIR
İnsanlık tarihinin en eski ve uzun karayolu olarak bilinen İpekyolu 200 yıllık uzun fetret dönemini tamamlayarak yeniden canlanmak ve çok önemli fonksiyonlar üstlenmek üzere Doğu, batı, kuzey, güney ticaret yollarını birbirine bağlayan “Tarihi İpekyolu” Mısır, Roma, Babil, Çin, Hindistan ve Türk medeniyetleri arasında güçlü ilişkiler kurmayı sağlamış; ticaret güzergâhındaki farklı dinlerin, kültürlerin, dillerin, coğrafyaların, mal ve eşyaların, düşüncelerin, bilgilerin, geleneklerin ve tecrübelerin karşılıklı aktarılmasında çok mühim işlevi olmuştur. Bu tarihi yol üzerinde birbirinden güçlü ticaret, eğitim ve kültür merkezi şehirler kurulmuştur. Tarih boyunca sadece ticaret kervanları değil ordular da bu yolu takip etmiştir, seyyahlar da, din adamları da, ilim adamları da, misyonerler de.
Yol medeniyettir, hayattır. Dünya üzerinde ticaret yollarının değişmesi uluslararasındaki askeri, ekonomik ve kültürel dengelerin de değişmesi anlamına gelmektedir. Şöyle ki, dünya bu noktada tereddüt etmeden çalışmaktadır. UNESCO diyalog yolları kapsamında 1987’de “Büyük İpekyolu” projesini başlatmıştır. Ardından BM Dünya Turizm Örgütü 1993’te Endonezya’da düzenlediği genel kurul toplantısında “İpekyolu Turizmi” kavramını gündeme getirmiştir. 1995’te Özbekistan’ın Semerkant şehrinde UNESCO tarafından Uluslararası Orta Asya Çalışmaları Enstitüsü (IICAS) kurulmuştur. Bu kuruluş 2011 yılından itibaren de her yıl bir ülkede İpekyolu İş Birliği Toplantısı düzenlemektedir. Örneğin Çince kültür derslerinin verildiği Konfüçyüs Enstitüsü (ConfuciusInstitute) bulunmaktadır.(Çin Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çin Sınır Araştırmaları Enstitüsü…)
Tarihi İpekyolu’nun, yukarıda zikredilen tüm kollarının Erzurum’dan geçtiğinin ve bölgemizdeki gelişmelerin en çok etkilediği şehirlerden birinde yaşadığımızın farkındayız. Demir İpekyolu, Orta Kuşak Yol adı ne olursa olsun dünyayı değiştiren bu yolun ticaret, eğitim, kültür ve medeniyet açısından ülkemizdeki ilk kavşak şehri Erzurum’dur. Erzurum tarih boyunca Doğu’nun Batı’ya Batı’nın Doğu’ya açıldığı kapı olmuştur. Asırlarca bu aziz yurdun hududunu korumuş garnizon, ticaret, eğitim ve kültür şehri olmuştur. Şehrimizde kurulacak bu enstitünün hem bu yolun geçtiği ülkelere şehrimizin ve ülkemizin tanıtımını yapmak, yeni dünya inşasında kaliteli insan kaynağı oluşturmak hem bu yolla ülkemize gelecek farklı kültür ve medeniyet unsurlarını gözlemleyip bunların disipline edilmesini sağlamak, bu konuda stratejiler geliştirmek olmalıdır. Yapacağı çalıştaylarla Türk birliği sağlanmasına katkı sunmak, İpekyolu ile Çin’in kendi diasporasını yaymasının, kültürel entegrasyonun önüne geçmek veya olumsuz tesirleri kontrol altına alacak çalışmalarda yer almak… Bu doğrultuda kavşak şehir Erzurum’da yol üzerindeki ülkeleri, coğrafyaları dikkate alarak dil, din, kültür, turizm, insan kaynağı gibi birçok konuda araştırmalar ve çalıştaylar yapacak, stratejiler belirleyecek “Türkiye İpek Yolu Enstitüsü” kurulmalıdır.
Tarihi ipek yolunun hâkimi Türklerdir. Projenin iki ucunda da Türkler vardır. Projenin başladığı yer Çin’in batısı, yani Doğu Türkistan’dır. Çin’in Uygur bölgesidir. Projenin diğer ayağı Türkiye’dir. İpekyolu’nun başladığı yerden Balkanlara kadar Türkçe konuşulmaktadır. Bu yol projesi Türk medeniyetleri yoludur, aynı zamanda. Türk dünyasının çıkarlarını ön planda tutan, insanlığın ortak çıkarlarını karşılayan, bilimsel çözümler üreten, ekonomik kurallara uygun stratejiler geliştirecek komisyonların olduğu enstitü kurulmalıdır. Enstitü üzerinden bir bütün olarak faaliyetler takip edilmelidir.
Demir İpekyolu 65 ülke ve 300 milyar dolarlık ticaret hacmi demek. Avrasya’nın kavşak noktası İran ve Türkiye. ( Bu arada Rusya-İran yakınlaşmasına dikkat etmek gerekiyor. Demir İpekyolunun kavşağı olma mücadelesinde İran çok ciddi diplomatik atağa geçmiş durumda) Bu noktada her iki ülke de ABD’nin hedefinde… Türkiye büyük Avrasya kıtasının en önemli ülkesidir. Türkiye jeopolitik önemi nedeniyle gelecekteki bölgesel entegrasyon projelerin merkezinde “anahtar ülke” olmaya devam edecektir. Orta Koridor Projesi ve enerji nakil hatlarının tamamlanmasıyla Türkiye coğrafyalararası hem enerji köprüsü hem de enerji terminali olacaktır. Türkiye artık Batı ittifakının sınır ülkesi değil, dünya jeopolitiğinin merkez ülkesi konumundadır.
Lojistik avantajı olan Türkiye’nin Demir İpekyolu’nu kullanarak diğer ülkelere dış ticaretini artırabilir. Asya pasifiğine olan ihracatı artırmak gerekir.
İpek yolu tarihin en önemli kültürel etkileşim alanıdır. İnsanlar farklı kültürlere ulaşma ve kültürleri tanıma fırsatı bulacaklar. Bu projenin ana hedeflerinden biri de kültürel değişimdir. Turizm de kültürel değişim için önemli bir unsur olarak görülmektedir.
Tüm açılardan bakıldığında Türkiye’yi nasıl konumlandıracağız? Bu konuda fikirlere, araştırmalara ve stratejilere ihtiyaç var. Orta Kuşak Yol inisiyatifi tarihi İpekyolu “yeni bir dünya”nın inşası demek. Devletimizin yetkili organları, üniversitelerimiz ve ülkemizin birbirinden kıymetli STK’leri yeni dünya inşasında elbette stratejiler geliştirmeye çalışmaktadır.
Tafsilatını uzunca ele alabileceğimiz Erzurum için stratejik çalışmaları ve neticelerini şöyle özetleyebiliriz:
- A) Kavşak projelerini hazırlayarak merkezi hükümetin dikkatini çekmek
- B) Merkezi hükümetin de desteğini alarak uluslararası lobi faaliyeti yapmak
- C) Reklam filmleri hazırlayarak ulusal ve uluslararası yatırımcı ve firmalarla temasa geçmek (Uluslar arası markaları, yatırımcıları, kargo ve lojistik firmalarını Erzurum’a davet ederek Erzurum’un, bu firmaların Asya’ya açılan pazarı olmasını sağlamalı)
- D) Erzurum’u demiryolu ekipmanı, vergisiz ve gümrüksüz uluslararası serbest bölge (lojistik merkez), sağlık turizmi, yeni hammaddeler gibi sektörlerde önemli bir merkez yapmak
- E) Erzurum’da herhangi bir üniversitede akademik çalışmalar olması için enstitü ve kürsüler açmak
- F) Ortak akılla böyle çalışmaları genişleterek fikir çalışmaları yapmak
SÜREÇ İYİ YÖNETİLİRSE SONUÇ OLARAK KYİ İLE:
- a) Türkiye ye yeni kalkınma alanı açılabilecek
- b) Türkiye’ye yatırım gelebilecek
- c) Zenginlik Batı dünyasından Doğu’ya kayabilecek.
- c) Erzurum ve çevre iller kalkınabilecek
- d) Doğu’nun boşalması ülkemiz için ciddi bir beka meselesidir. Sağlanacak istihdamla Türkiye’nin batısına göç durdurulabilecek.
- e) Bölgenin demografik yapısı ve zihinsel iradesi değişmeyecek