Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Miraç1061 defa okundu

, kategorisinde, 21 Mar 2020 - 13:51 tarihinde yayınlandı
Miraç

Hikmet yüklü bir yolculuktur…
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimize (S.A.V.), Rabbimizin bizim yanımızdaki elçisine, bizim Rabbimizin yanındaki elçisine, şehirlerin anası ve mükerrem şehir Mekke‘de bir gece, Recep’in 27. gecesi… Oradan ilk kıble, Peygamberler Otağı, Mescid-i Aksa’ya uzanan semaya gök ehlinden geçerek arşa, Kab-ı Kavseyn’den sıyrılarak Rabbe, en büyük hakikate, sahibe yükselen aziz ruhun, yaratılmışların uğruna yaratıldığı kâinatın en güzel, en olgun meyvesinin yolculuğu…
Yüce Yaratan’ın sonsuz kudretinin eserlerini temaşa etmesi için önce semaya yaptırılan hikmet yüklü yolculuk…

Şerefli bir davettir…
Mekke’de müşriklerin Müslümanlara uyguladıkları zulüm ve şiddet tahammül sınırlarını aşmış, Müslümanlar üç yıl boyunca her türlü insani ve ticari ilişkiyi ortadan kaldıran büyük bir boykota maruz bırakılmışlardı. Boykotun sona erdiği günlerdeyse Resulullah (S.A.V.) efendimizin önce kendisini daima destekleyen amcası Ebu Talip‘i sonra da çok sevdiği hanımı annemiz Hazreti Hatice’yi kaybettiği, hüznün gönülleri kuşattığı senesinde, ümitlerin tükenme noktasına geldiği günlerinde yüce Allah’ın Habibi Ekrem‘ini (S.A.V.) huzuruna kabulü ve şerefli bir davetidir.

Mucizevî bir buluşmadır…
Efendiler efendisi Hazreti Muhammed’in Sallallahu Aleyhi Vesellem bu gecede Allah-u Teala’nın yüce daveti üzerine Cebrail Aleyhisselam’ın rehberliğinde, mescidi haramdan mescidi aksaya oradan da ilahi huzura Burak adlı binekle geldiği, Kâinatın yüce yaratıcısının daveti üzerine gerçekleşen mucizevî buluşma…
Alemlerin uyarıcıları, ümmetlerin başları ve kutlu elçilerle buluşma gecesidir. Birinci kat semâda Hazreti Adem , ikinci kat semâda Hazreti İsa ve Hazreti Yahya, üçüncü kat semâda Hazreti Yunus, dördüncü kat semâda Hazreti İdris, beşinci kat semâda Hazreti Harun, altıncı kat semâda Hazreti Musa, yedinci kat semâda Hazreti İbrahim ile görüşme anıdır…

Müjdelerle dönülen kutlu zamandır…
Süleyman Çelebi hazretlerinin “Şeş cihetten ol münezzeh zül-celâl, Bîkemukeyf âna gösterdi cemâl” şeklindeki ifadesiyle “mahiyetini, nasıllık ve niceliğini bilemediğimiz bir şekilde yüce Allah ile görüşen” sevgili Peygamberimiz’in (S.A.V.), şirk koşmayanların affedilebileceği müjdesi, Bakara Suresi’nin son iki ayeti ve beş vakit namaz hediyesiyle yüce âlemlerden döndüğü gece…
 
Yeniden diriliştir. Namazdır… ALLAHA KULLUKTUR.
Allah Resul’ünün (S.A.V.) “gözümün nuru” olarak nitelendirdiği ve Allah’a imandan sonra ilk farz kılınan ibadetin farz kılındığı kurtuluş reçetesi olan namazın Kutlu Peygamber’e verildiği gecedir Miraç.
Namaza ellerimizi kaldırıp “Allahu Ekber/Allah en büyüktür” diyerek başlarız. Avuç içlerimiz kıbleye, ellerimizin dışı kendimize dönüktür. Adeta kendimiz dahil tüm dünyevi telaşları elimizin tersiyle iter, özümüz ve kalbimizle Allah’a döneriz. Daha sonra ellerimizi bağlarız, yani gönüllerimizi. Rükûa varıp madden eğilirken, manen yükseliriz. Kulluk sultanlıktır. Secdeye gider, yüzümüzü toprağa sürer, kendimizle yüzleşiriz. “Ey insan, topraktan yaratılan Âdem ile Havva’nın evladısın, döneceğin yer de topraktır” gerçeğiyle yüzleşir, hiçliğimizi ve faniliğimizi anlarız. Secdeden sonra yeniden ayağa kalkar, diriliriz. Kıyam ve secde arasında bir ölür, bin diriliriz, Her seferinde yeniden doğrulur ve bunu sadece Allah için yaparız: Allahu Ekber/Allah en büyüktür.
Cennetten çıkarılmış atamız Hz. Âdem’in tövbesinin kabul edildiğinde şükür için kıldığı namazı her sabah yeniden kılarız. Her öğlen Nemrut’ların ateşini gül bahçesine çevirmek için namaza durur; her ikindi, karanlıklardan, kaygı ve endişelerden kurtulmuş Hz. Yunus (as) gibi selamete erişimiz için şükrederiz. Her akşam Hz. İsa gibi Allah’tan başka her şeyi reddeder ve yalnız ona kulluk eder, tevhidi sembolize ederiz. Yatsı ile Allah’ın dostumuz olduğunu, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak en büyük gücün Allah olduğunu ifade eder ve vitirle cehennem ateşini söndürmek için dua ederiz. Allah’ın huzuruna çıkabilmek çok büyük bir şereftir! Bu bilinçle kılınan bir namaz, insan için bir nefes alma ve dünya telaşından gerçek huzura çıkmadır. Yüce Rabbimizin “Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin” buyurduğu, yaratıcımızla buluştuğumuz en özel ve en büyük randevudur.

Her gün her vakit şahitlik etmektir…
Oturuşta “Ettehiyatu” duasını okurken Allah Resul’ünün (S.A.V.) Miraç’ta yüce Allah ile konuşmasını, meleklerin şahitliğini anarız. Hz. Peygamber (sav) Allah’ın huzuruna çıktığında onun “Selam, rahmet ve bütün güzellikler, bütün ibadetler sana mahsustur ya Rabbi” selamına Allah’tan karşılık gelir: “Allah’ın rahmeti, bereketi senin üzerine olsun ey peygamber!” Bu en yüce makamda ve en müstesna bir anda bir insanın aklına hiç kimse gelmez, ama rahmet peygamberi ümmetine öylesine düşkündür ki: “Selam sadece bana değil, bizlere, Allah’ın bütün salih kullarına olsun.” Böyle bir anda bile ümmetini düşünen bir peygamberin bu duyarlılığı karşısında kâinattaki bütün melekler hep birden şöyle derler: “Ben şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve ben yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve Resulüdür” İşte kıldığımız her namazda Miraç‘taki bu müstesna anı yeniden yaşamaktır Miraç.

Arınma ve Allah’a yükseliştir…
Miraç bir yükseliştir. Feyiz ve bereketin coştuğu, mübarek gecelerimizden biridir Miraç.
Bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullah’ın (S.A.V.) şahsında insanlığın önünü açılmış sınırsız bir terakki ufkudur.

Beşerilikten insaniliğe yükseliş hikâyesidir…
Sadece Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve varlığın düzeylerinde, hakikat göğünün katmanlarında değil, insanlığın Allah’a ulaşan yolunun duraklarında da gerçekleşmiş kutlu bir yolculuktur. İnsanın erdem yolculuğudur.

Hayat rehberimizde saklı, hakikatlere şahit, hak bir yolculuktur…
İsra Suresinin başlangıç ayetlerinde bu kutlu yolculuğun ilk aşaması şöyle anlatılır:
“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”

Ezeli bir duadır…
Yeryüzünün Peygamberler Ocağı Mescid-i Aksa‘ya duadır. Mescid-i Aksa özgür değilse Müslümanların ruh ve gönül özgürlüğü de yok demektir. Bu mukaddes gecenin Mescid-i Aksa bilincini, özlemini ve gayretini artırarak Miraç‘ın mabedinin selametine, işgal ve zulmün bertaraf edilmesine vesile olmasının duasıdır.

Miraç; kendi semamıza, yani kalbimize ve iç dünyamıza bir yolculuk yapmamıza, arınmamıza, Alem-i İslam’ın ve bütün insanlığın yüksek değerlerle yücelmesine vesile olsun.

Miraç; varoluş gayesi hikmeti anlayarak kendisi çevresi ve Rabbi’yle barışık huzur ve güven içinde bir hayatın kan gözyaşı işgali yoksulluk ve sefaletin olmadığı bir dünyanın inşası için çalışmaktır.

Miraç; paylaşma, dayanışma, sevgi, saygı ve güzel ahlak gibi değerlerle insani yükseliş için büyük bir fırsat, merhameti azalan kalplerin eşrefi mahlukat olma bilinci zayıflayan insanın yeniden dirilişi için en büyük imkandır.

Gecemiz hayırlara vesile olsun duası ile…

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ