Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

ÖZGÜRLÜK BU MU EY TALİP(!)9488 defa okundu

, kategorisinde, 04 Şub 2021 - 11:21 tarihinde yayınlandı
ÖZGÜRLÜK BU MU EY TALİP(!)

Gündemdeki konu ile ilgili bir yazı düşüncesi hasıl olunca,üniversitenin tarihçesini biraz inceledim ister istemez. Kısa bir özet bilgi ile yazı girizgâhına düşen şu birkaç cümle ile iktifa edelim. Eylül 1863’te Mimar Cyrus Hamlin ve Amerikalı tüccar Christoper Robert tarafından Robert Koleji kuruluyor… Uzun kronolojiyi geçelim…Nihayetinde, bugünkü Güney Kampüs, yüz yılı aşkın bir süre koleje bağlı olarak kullanıldıktan sonra,üzerinde bağımsız bir üniversite kurulması için 10 Eylül 1971’de Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilerek Boğaziçi Üniversitesi kuruluyor. Robert koleji mezunu Prof.Dr.Aptullah Kuran da ilk rektörü oluyor.
Birkaç gündür cereyan eden olaylar,bu köklü eğitim kurumunu sansasyonel ve provakatif eylemlerin üssüne dönüştürdü adeta.
Aklımda kalan önemli cümlelerden biridir: “İnsanların neye karşı çıktıkları değil,neyi teklif ettikleri önemlidir. Teklif sahibi olmayanlar,oyun sahibidirler”
Rektör ataması bahane edilerek yapılan eylemler, resmi kuruluşların beyanatlarına göre,gözaltına alınan 80’den fazla kişinin DHKPC-PKK-MLKP gibi terör örgütü ve LGBT gibi ahlaksız guruplara mensup ya da bağı olan şahıslar tarafından devlete meydan okumaya dönüştü. Birkaç öğrencinin paravan olarak kullanan marjinal yapıların düğmesine basıldığı,kaos ve kargaşanın planlandığı ayan beyan ortadadır.
Peki,Boğaziçi Ünv.’de hak aramak terör örgütü üyelerine mi düştü?
Protestolardaki tarz,söylem,slogan ve ifade meşru bir hak aramanın çok ötesinde olduğunu apaçık ortaya koymaktadır.
Ağaç meselesinin örgütlü eyleme dönüştüğü Gezi olaylarının farklı bir versiyonu ile benzerliği tesadüf müdür?
Kabe-i Şerife hakaret etmeyi hangi özgürlükle izah etmeliyiz?
Aparmanın yöneticisini sevmiyorum,istemiyorum diyerek,içinde yaşadığın aynı apartmanın yanmasına rıza göstermek nasıl izah edilebilir,huzur ve sükunet nasıl sağlanabilir?
“Katil Polis” sloganları atıp, polis araçlarını taşlayan, gözlerini kin ve kan bürümüş militanlara “evlat”diyenler,bunlara destek
veren; maaşını kin kustuğu devletten alan bir kısım akademisyenler, aydın(!) gazeteci ve yazarlar…Hangi hayırlı düşün içinde Türkiye ‘ye yer verdiler.
Biz unutmadık! Ege üniversitesinde Fırat’ı şehit edenler öğrenci değil,elbette teröristti.
Dündar TAŞER,”Devlet, nizam demektir. Adaletin kudreti, kahramanlık ve cesaretin mihrakı, sanat ve medeniyetin inkişafını hazırlayan örgü ve örtü, azametin müşahhas varlığıdır.” diyor.
Türk Devletine ve Türk Milleti’nin hassasiyetlerine cephe açmış her türlü habis zihniyet,Şehit kanları ile sulanmış bu aziz vatanda yaşama hakkı bulamayacaktır.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ