Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

REGAİB GECESİ’NİN ANLAM VE FAZİLETİ165 defa okundu

, kategorisinde, 03 Şub 2022 - 13:20 tarihinde yayınlandı
REGAİB GECESİ’NİN ANLAM VE FAZİLETİ

Şu geri kalan ömrümüzün Rabbimizin razı olduğu ve kabul ettiği kâmil iman ve o imanın gereği olan Salih amel, ibadet ve itaatle birlikte sıhhat, afiyet ve ferahlık içerisinde geçirilmesinin duası, temennisi ve niyazı ile sizi kalbî muhabbetlerimle selâmlıyorum:
السلام عليكم و رحمة الله و بركاته
Kudsiyetiyle gönüllerimize feyiz ve bereket bahşeden Regaib Kandili’ni tekrar idrak etmenin sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayız. Yüce Rabbimiz’e sonsuz şükürler ve hamd ü senalar olsun. Regaib Kandili müslümanların, sınırsız af ve merhamet sahibi olan ALLAH Teâlâ’ya sığınarak günahlardan arındıkları, ilahi lütuf ve bereketlere eriştikleri müstesna zaman dilimlerinden birisidir.

BU GECE, RAĞBET BULMUŞ PEK MÜBAREK, PEK KIYMETLİ BİR GECEDİR
Bu mübarek geceye adını veren “Regaib” kelimesi: “Elde edilmesi arzu edilen değerler, bahâsı ağır şeyler” veyâhut da: “bol atâ” mânasına gelmektedir. Bu gecede, ALLAH Teâlâ’nın kullarına olan lütuf, izzet, ikram, ihsan, rahmet ve mağfiretinin diğer zamanlardan daha büyük olması, daha fazla tecelli etmesi, samimi kalple ALLAH Teâlâ’ya yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve Mü’minlerce gönülden arzulanması sebebiyle bu gece “Regaib Gecesi” diye isimlendirilmiştir.

Şu hâlde Regaib gecesi: “Cenab-ı Hakk’ın in’am hazinesinden bahası ağır şeylere veya bol atıyyelere nail olma gecesi” demek olur. Bu gece, rağbet bulmuş, pek mübarek, pek kıymetli bir gecedir. İnanmış insanların gönül huzuruna kavuşacakları bir gecedir. ALLAH Teâlâ’ya yönelmenin, O’ndan af ve bağış dilemenin hazzını tadacakları kutlu bir gecedir. Regaib Kandili, her türlü arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı, rağbetlerimizi iyiye, doğruya, güzele, faydalı olana, hakka ve hakikate; Regaibimizi Rabbimiz’e yöneltmek, bütün işlerimizi Cenab-ı Hakk’ın rızasına uygun hâle getirme çabasıdır. Bu gecede ALLAH Teâlâ’nın sonsuz rahmeti mü’minleri kuşatır. O’na yükselen dualar kabul görür. Yalvaran diller ve kaldırılan eller geri, boş çevrilmez.

Bu mübarek gecenin hepimiz, milletimiz ve bütün İslâm âlemi için maddî ve manevî hayırlara bereketlere ve afv ü mağfirete nail olmamıza vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederiz. Ve bilhassa idrak ettiğimiz bu mübarek gecenin; çağın getirdiği sıkıntılarla bunalan ruhlara, manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere, ümitsiz, karamsar, günleri gafletle geçen kimselere gerçek manada maddi ve manevi bir kandil olması için dua ve niyaz ediyoruz.
Elhamdülillah, rahmeti, bereketi ve mağfireti bol bir mevsimin aydınlığı üzerimize düştü. Her yıl manevi bir yenilenme iklimi olarak müjdelerle gelen mübarek üç aylara kavuşmanın sevincini yaşıyoruz. Bu gece Regaib Gecesi’ni idrak edeceğiz inşallah.
Manevi dünyamızın bereket iklimi olan bu zamanlar, kendimizle yüzleşmek ve bir hayat muhasebesi yapmak önemli bir imkândır. Nitekim Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz Receb Ayı’na girdiği zaman:
اَللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبَ وَشَعْبَانَ وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ
“Ey ALLAH’ım! Receb ve Şaban ayını bize mübarek kıl. Ve bizi Ramazan ayına ulaştır.”
diye dua ederek bu müstesna ayların önemine dikkat çekmiş; Müslümanların zihin ve gönül dünyasında bir “özel zaman bilinci” inşa etmiştir.
Bu gece, içerisinde bulunduğumuz rahmet ikliminin ilk cuma gecesidir. İçten ve samimi bir kalple Allah’a yönelen kulların affedileceğinin ümit edildiği mübarek bir gecedir. Rabbimizin rahmet ve mağfiretinin gönüllerde büyük bir arzu olarak belirdiği rağbet gecesidir.
Cenab-ı Mevla’mızın ikram ve inayetiyle idrak edeceğimiz bu gece, manevî diriliş ve ahlakî yükselişimiz için önemli bir fırsattır. Dolayısıyla bu geceyi, kapsamlı bir tefekküre vesile kılarak Rabbimize, kendimize ve bütün mahlûkata karşı sorumluluklarımızı yeniden gözden geçireceğiz. İhmallerimiz, ihlallerimiz ve hatalarımızla yüzleşerek kalbimizi her türlü kirden tövbe ile arındırmaya ve kendimizi yenilemeye çalışacağız.
Ancak, tövbelerimizi sadece bireysel temizlenmenin değil; toplumsal ve küresel arınmanın da vesilesi yapmak zorundayız. Nitekim bugün, özellikle son yüzyılda yaşanan küresel felaketler, musibetler ve krizler sebebiyle insanlık, bedenen ve ruhen yorgun düşmüştür.
Bütün bu olumsuzluklar karşısında bizlere düşen en temel görev; iman, sabır, dua ve tevekkül değerlerini kuşanmaktır. Küresel düzeyde yaşanan ve ülkemizi de tehdit eden tüm bu sorunların üstesinden gelebilmek için gereken bütün tedbirleri alarak bireysel sorumluluklarımızı yerine getirmek ve dayanışma ruhuyla hareket etmektir. Daha güzel bir istikbalin inşası için var gücümüzle çalışmaktır.Regaib gecesi, bütün istek ve arzularımızı Allah’ın rızasına bağlamaya çalışmak demektir. Bu gece, akıp giden hayatımızda asıl kazancımızın Rabbimize yönelmek, kulluk sözümüzü tutmak olduğunu bize öğretir.
Regaib Gecesi, bizler için büyük bir fırsat…

Bu gecenin kadir ve kıymetini bilip Cenâb-ı Hakka tam bir teslimiyetle yönelmek için… Gündelik hayatımızı sorgulamak, bu gidiş nereye diye kendimize sormak için… Ömrümüzü nerede ve ne uğrunda tükettiğimizi düşünmek, ölmeden önce kendimizi hesaba çekmek için… Dünya ve ahiretimize faydası olmayan şeyleri terk edip hak ve hakikat mayasıyla yoğrulmak için… Çirkin ve kötü huylardan arınıp, güzel ahlakı kuşanmak için… Hata ve günahlarımızdan pişman olup nasuh tevbelerle Rabbimiz’in engin merhametine sığınmak için… Kişinin kardeşinden, anasından, babasından, eşinden, çocuğundan bile kaçacağı, hiç kimsenin kimseye fayda veremeyeceği o dehşetli mahşer gününe hazırlanmak için…
O halde, idrak ettiğimiz bu mübarek gün ve geceleri birer fırsat bilip, Rabbimizin engin rahmetine ve mağfiretine sığınmalıyız. Kalpleri çoraklaştıran ümitsizlik, çaresizlik, bencillik, kin ve nefret duygularından uzaklaşarak sevgi, şefkat, muhabbet ve samimiyetle duaya durmalıyız. İlim, irfan ve hikmetin ışığıyla bütün yeryüzünü aydınlatmanın gayreti içerisinde olmalıyız. Rahmet yüklü bu mübarek günleri, Rabbimiz’le yaptığımız misakımızı tahkime şahit kılmalıyız.

HADİS-İ ŞERİFLERDE BU AYDA ORUÇ TUTULMASI TAVSİYE EDİLMEKTEDİR

Hiç şüphe yok ki vakitler aslında birbirine eşittir. Bir vakit diğer bir vakitten kendiliğinden üstün olamaz. Öyleyse bir vaktin diğer vakitlerden daha şerefli ve faziletli olması mutlaka o vakitte meydana gelen bir yüce işten ve mübarek bir olaydan kaynaklanmaktadır. Zaman ve mekânlar kendilerinde meydana gelen büyük ve önemli olaylarla değer kazanırlar.
Regaib Gecesi hayırlarla dolu olayların meydana geldiği bir gecedir.
Regaib gecesini bu derece yücelten husus: Bir rivayete göre, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, bu gece ana rahmine intikal etmiş ve yine Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, bu gece, Cenab-ı Hakk’tan has bir tecelliye ve birçok manevi ihsanlara mazhar olmuştur. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de, bunun şükür ifadesi olmak üzere on iki rekât nafile namaz kılmışlardır.
Şehrullah olan Receb ayı aynı zamanda Haram aylardan birisidir. Hadis-i şeriflerde bu ayda oruç tutulması önemle tavsiye edilmektedir.
Mucibe el-Bahiliyye’nin babası veya amcasından yaptığı rivayete göre, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, mübarek üç parmağını yumup açarak işaret edip:
صم من الحرم واترك صم من الحرم واترك صم من الحرم واترك
“Haram yani hürmet gösterilmesi gerekli olan aylardan bu kadar, yani üç gün oruç tut ve terket” buyurmuşlardır.
Tutulacak bu orucun Receb Ayı’nın ilk Perşembe, Cuma ve Cumartesi olması, yani bu günlerde oruç tutmak müstehaptır, büyük sevabı vardır. Şöyleki:
Enes b. Malik ( R.A ) rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
من صام في كل شهر حرام الخميس والجمعة والسبت كتبت له عبادة تسعمائة سنة
“Her kim, haram aylardan Perşembe, Cuma, Cumartesi olmak üzere, üç gün oruç tutarsa, kendisine dokuzyüz sene ibadet sevabı yazılır.”
Abdullah b. Abbas (R.A.): Receb ayında Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin: Bu, artık orucu bırakmaz deyinceye kadar çok oruç tuttuğunu, bazen de, “Bu artık oruç tutmaz” deyinceye kadar orucu terk ettiğini, haber vermiştir. Bundan anlaşılıyor ki Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Receb Ayı’nda diğer aylara nazaran daha çok oruç tutmuştur.
Selman-ı Farisî (R.A.) den rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Receb Ayı’nda: On rekât ayın başında, on rekât ayın ortasında ve on rekât da ayın sonunda olmak üzere toplam otuz rekât nafile namaz kılmanın faziletinden bahsedilmektedir.
Bu namaz günahların bağışlanmasına vesile olur ve bir sene oruç tutmuş gibi sevâba nail eder. Ve farz olan namazları devamlı kılmaya yardım eder. Bu namaz Mü’mini müşrik ve münâfıktan ayırmaya alâmettir. Bu namazı kılanlar ile Cehennem arasında yetmiş hendek hâsıl olur, her hendeğin arası yer ile gök arası kadardır, buyrulmuştur.

BU GECE HAKK’A KAVUŞMA YOLUNDA YENİ BİR DÖNÜM NOKTASIYDIR

Bu itibarla, idrak ettiğimiz Regaib gecesini eşsiz bir fırsat bilelim ve hayatımızın son kandili gibi kabul edelim. Kandil gecelerinin, ömür yapraklarının birer birer koptuğu, son Regaib Gecesi’nden bu yana bir yıl daha yaşlanıldığını unutmayalım. Her anın, her zaman diliminin gereğini yapabilenler, hayatlarının sonunda pişman olmayacaklardır.
Netice itibariyle, içerisinde bulunduğumuz bu mübarek günlerin kırbaçla dokunur gibi ruhumuza ihtar ettiği ortak bir hakikat vardır. Hal lisanıyla söylenen bu hakikat şudur:
أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ
“İman edenler için, ALLAH Teâlâ’nın zikri ve kendilerine inen hakikat sebebiyle kalplerinin ürpereceği, saygıyla yumuşama zamanı daha gelmedi mi?”
Büyüklerimizden olan, fakat gençliğinde Merv ile Ebîverd arasında eşkıyalık yapan bir çetenin reisi olan Fudayl b. İyaz (K.S.), aşık olduğu cariyenin evine girmek için duvara tırmandığı bir sırada içeride Kur’an-ı Kerîm okunuyordu. Sıra yukarıdaki Ayet-i Kerîme’ye gelmişti. Fudayl, kırbaç gibi ruhunda şaklayan:
أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ
“Kalplerinin ürpereceği, saygıyla yumuşama zamanı daha gelmedi mi?” Ayet-i Kerîmesi’ni duyar duymaz kendini yere atmış ve: “O an geldi Ya Rabbi” diyerek tevbe etmişti.
İşte o an, Fudayl’ın Hakk’a kavuşma yolunda yeni bir dönüm noktasıydı.
Âyet-i Kerîme bizi de tövbeye davet ederek içinde bulunduğumuz şu günlerde geniş mefhumuyla şöyle ihtarda bulunuyor: “Mübarek Receb Ayı’na girdiniz, Regaib Gecesi’ne eriştiniz, bir yılınızı daha geride bıraktınız. Bu elinizdeki fırsat, son fırsat olabilir. Hâlâ ALLAH’ı zikrederek ve Kur’an-ı Kerîm okuyarak kalplerinizin yumuşama zamanı gelmedi mi?
Bu duygu ve düşüncelerle bütün Mü’minlerin Regaib Gecelerini tebrik ediyor, daha nice Regaib Geceleri’ne sıhhat ve afiyetle erişmemizi ve bu mübarek gecenin Rabbimiz’in istediği manada ihya edilmesini, değerlendirilmesini ve bu mübarek gecenin Mü’minlerin mağfiret-i ilâhiyeye nail olmalarına, tüm İslâm Aleminin birlik ve dirliğine, dünyanın pek çok yerinde haksızlığa ve saldırıya uğramış müslüman kardeşlerimizin kurtuluşlarına, insanlığın hidayet ve barışına, huzur ve saadetine; dünyanın değişik bölgelerinde akan kan ve gözyaşının durmasına, insanlığın ortak huzurunu tehdit eden her türlü şiddet, tedhiş ve terörün, savaş ve düşmanlığın ortadan kalkmasına, birbirimizi olanca farklılıklarımızla severek ve sayarak barış içinde yaşama sorumluluğunun alınmasına, maddî ve manevî hayırlara-bereketlere vesile olmasını ve bilhassa savaşların yerini barışın, düşmanlıkların yerini dostluğun almasını, bunun için kalplere ülfet vermesini; rağbetlerimizin iyiye, güzele ve doğruya yönelik olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederim. ALLAH Teâlâ cümlemizi, bu mübarek gecede afv ü mağfirete nail olan kullarından eylesin. Amin.
Mübarek üç ayların ve Regaib gecesinin milletimize ve ümmet-i Muhammed’e hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Cenâb-ı Hak, Recep ve Şaban ayını bizim için mübarek kılsın ve bizi Ramazan’a kavuştursun.

 

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ