10 Ağustos 2020 tarihinde Rize’ye Çevre ve Şehircilik İl Müdürü olarak güle oynaya gitti Ali Serkan Savaş. Alt yapı ve Kentsel Dönüşüm Şube Müdürü olarak Erzurum’dan ayrıldığında kendisini bekleyen tehlikeleri aklına bile getirmiyordu dadaş müdür. Herşeyden önce tabii ki de Rize gibi önemli bir ilde öylesine de önemli bir koltukta oturacak olmak sevindiriyordu genç bürokratı. Ama evdeki hesap çarşıya uymuyordu. Hem kapsamlı bir kentsel dönüşüm bekliyordu onu hem de şiddetli yağmurlardan oluşan beklenmedik o ölümlü sel baskını. Manşetlere çıkmıştı artık. Türkiye’nin gündeminde artık o ve şehri vardı. Bütün gözler ondaydı. Zira bahse konuda mevzu da bir yerde kurumu ve kendisiydi..

Evet. Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ali Serkan Savaş, bu geçen zaman içerisinde ne aransa meşgul çaldı. Onca arayana bazen dönemediği de oldu. Öyle ki hele şu son günlerde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bakanlar, milletvekilleri filan, su yolu etti Rize’yi. Kuşkusuz bu da dadaş müdürü bayağı bir sıkıntıya soktu. Uyku ona lüks oldu. Önceki gün kendisiyle görüştüm Serkan Müdür ile, ‘’Son 10 gün içerisinde iki gün uyuyabildim. Sadece Erzurum’a değil, uykuya da hasret çekiyorum. Boş anım neredeyse yok’’ diyordu. Sesinde bile bir gariplik vardı, yaşananlar çok etkilemişti onu. Ne diyelim. Yapacak çok da bir şey yok. Kolay gelsin dileğinde bulunmaktan başka..

Organize organize oldu!

Tekstilkent’te yaşanan ve özellikle basını bir süredir meşgul eden çatlak hadisesi 2.Organize yönetimini engellememişe benziyor. Organize Sanayi yönetimi, mevcut alanın 3 misli büyük bir alanı daha tahsise açtı, yeni yatırımcıları bekliyor. 50 hektar olan alana 166 hektar alan daha eklenecek ve 2.Organize Sanayi Bölgesi hizmet alanını genişletecek. Yanda krokisini verdiğim alan sayesinde yeni yatırımcıların yer konusunda sıkıntı çekmeyeceği gibi mali desteğin de yine artarak devam edeceği bilgisini edindim. 2.Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Saim Özakalın ile Bölge Müdürü Fırat Karakaya, ‘’Tamamen yüklenici hatasından kaynaklanan çatlamalar bizi yolumuzdan alı koymayacak. Valimiz sayın Okay Memiş’in de gayretleriyle belki hafiften sendelediğimiz bu bölgede yeni yatırımlara yelken açıyoruz. İş yapmak isteyen yatırımcıları yeni 2.etap alanımıza bekliyoruz. Zaten yeni tahsis edilen alanda da bazı inşaatlara başlandı. Bunların arasında Organize Sanayi Bölgemizin hizmet binası da mevcut’’ dediler. İtina ile ilgililerin bilgilerine sunulur.

Bunlar iyi günlerin Burhan!

Tarım alanlarının daralması artık gözle de görülür seviyeye gelen bir hakikat. Özellikle Erzurum şehir merkezinde hergeçen gün artan yapılaşma, ufak çaplı tarım işletmelerinin de sonunu hazırlıyor. Örneğin şehrin alt kısımlarında yeralan ve bir çok ailenin geçimini sağlayan bostancılık, şimdi olmasa bile çok yakın bir zamanda tarihe karışacak. Artık ekili alan bulamayacağız, yerine beton yığınları göreceğiz. İşte eski Kombinanın altında yeralan bir bostan. Uzun bir süredir Burhanettin Çelik’in işletmeciliğini yaptığı bostanda da günler sayılı. Hergün yetiştirdiği ürünleri sosyal medya aracılığı ile tanıtan ve misafirleriyle mutlu anlarını paylaşan Burhanettin Çelik de farkında artık işin. Bostanlara kadar dayanan yapılaşma karşısında başetmek artık zor. Yeni yeni bina yapılaşması kapıya dayandı gibi görünüyor.

***

Meyvenin yanısıra farklı meyvelerin de yetiştiği bu bostan da bugün var yarın yok. İmara açılması halinde burası da bugün olmasa da yarın illa ki betona boyun eğecek. Yetkililerin bir türlü göremediği bu gerçek, Erzurum’un kanayan yaralarından biri. İnsanın en çok da zoruna ekilip, biçilen birinci sınıf tarım arızlarına bunların yapılıyor olması. Sanıyorum artık bu bostanların yerinde ne zaman olacağı konusunda bahisler yapılması da an meselesi. Çevre yolunun bile yanlış olduğunu söyleyen bilim insanlarına inat yapılaşmanın büyümesi ve tarım alanlarının daralması sanki de birilerinin inadı gibi. Bugünden tedbir alınmasa yarın çok geç olabilir. Bu benim son kararımdır.

Az biraz dikkat!

Yaz denince kuşkusuz herkesin aklına bir şey gelir.

Tatil, ilk akla gelenlerdendir.

Araç sürücüsü iseniz, hele de şehirde yaşıyorsanız aklınıza gelmese bile gelsin istediğim bir şey var.

Bütün kış ev içinden bıkıp kendini sokağa atan çocuklar var.

Genelde de bisiklet kullananlar.

Özellikle sokak aralarında bisiklet kullanan çocuklar.

Her an önünüze çıkar.

Yaz aylarında ihtimal dahilindedir.

Araç kullanırken çok çok dikkat etmelisiniz.

Başından geçtiği için olsa gerek, ben iki kat dikkatli davranıyorum.

Sadece hatırlatmak istedim, nokta.

Bana Büyükşehir’de olduğumu hissettiren market!

Ne Migros, ne Carrefour!

Ne o, ne bu.

Bana bir çok olumsuzluğu yaşadığım, tezata düştüğü çok anlar hissettiren şehrimin Büyükşehir olduğunu gösteren, farkettiren bir market oldu, o da Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi‘nin karşısındaki o market.

Mütevazi o market, uzunca bir süredir 24 saat çalışıyor ve bana göre büyük bir hizmet veriyor.

Günün hangi saatinde gidersen git, açık.

Sahipleri her kimse onları tebrik ve taktir ediyorum.

Her ne kadar artık sayıları azalmış olsa dahi gazete ve mecmua satışı yapmıyor olmaları gibi bir önemli eksikliğine rağmen 24 saat hiç ara vermeden açık olduğu için o marketin sahiplerine ve çalışanlarına bin teşekkür..

Özellikle bayram günleri onca gün bayat ekmeğe talim edildiği, anlı-şanlı pastanelerin, restaurantların, Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kafe 25’lerin dahi kapalı tutulduğu bir şehirde o marketin açık olması en azından bana iyi geliyor.

Tekrardan teşekkür, teşekkür, teşekkür..

Küçükler gurur yapmamış!

İki hafta önce Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Ahmet Küçükler’in son günlerde çekilen bir fotoğrafını yayınlamış ve ‘’Ankara bürokrasisi adamı yorar. Küçükler’i de belli ki yormuş. Çok yaşlanmış. Eski o bebek yüzünden eser yok şimdi’’ demiştim bu köşede. Halen Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Hukuk İşleri Daire Başkanlığı görevini yürüten Ahmet Küçükler aradı beni. Kızgın olduğunu düşündüğüm Küçükler, tam aksine son derece neşeliydi. ‘’Zaman su gibi akıyor. Zamanın karşısında durmak mümkün mü? Bir yaşlanan ben miyim, sen yaşlanmadın mı?’’ diye soruyordu Küçükler. Karşılıklı latifelerden sonra Küçükler espri de yaptı. ‘’Aslında beni burası değil, Erzurum yordu’’ diyordu Küçükler. Gurur yapmamış, yaşlanmış ifadelerine alınmamış. Son derece gergin geçeceğini tahmin ettiğim telefon sohbeti bayağı bir koyulaşmış, başka yerlere kaymıştı. Ne yalan söyleyeyim. Buradayken, Belediye Başkanlığı yaptığı zaman çok da sohbet etme imkanı bulamadığım Küçükler’i ben de zor bulmuştum. Bir defa bulunduğu yerden çok memnun ve de mutlu. Karşılıklı bu sohbet her ikimize de iyi gelmişti. Belli ki o bizi, biz de onu özlemiştik. Kapatmak bile istemiyorduk. Başarılar diliyorum. Çok selam.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Düşmanın en büyük hilesi dostluğudur! (Sadi Şirazi)

DUVARIN DİLİ :  Bedava peynir sadece fare kapanında olur!