Türk siyasi hayatının önemli tarihlerinden biri de, idealist,dürüst,ilkeli bir dâva ve devlet adamı olan Gün SAZAK Bey’in Şehit edildiği 27 Mayıs 1980’dir.

Milli şef döneminin baskıcı politikalarına karşı mücadele eden, çok partili hayata geçiş yapıldığı yıllarda Demokrak Parti saflarında siyasi hayatına devam eden Emin Sazak Bey’in oğlu olan Gün SAZAK, 26 Mart 1932 yılında Ankara’da doğdu.Babası Eskişehir Sazak köyünden,annesi kayı köyünden Ayşe Hanımdır.

İlk, orta ve lise tahsilini Ankara’da yaptı. Ankara Maarif Koleji’nden sonra Ankara Ziraat fakültesinden mezun olduktan sonra, California State Polytechnic’de yüksek lisan eğitim gördü.

Babası Emin Sazak’ın yaşadığı siyasal iklimde yoğrulan Gün Sazak, toplumun acılarını, milletin yaralarını iyi tahlil etmiş, bunların çözüm yollarını tespit etmiştir. Bazı dostlarının vasıtası ile Dündar TAŞER’le tanışmış ve Türkeş Bey’in daveti ile 1971 yılında MHP saflarında siyasete girmiştir. 1972 yılında MHP Genel Başkan yardımcılığı görevinde bulunmustur.

Gün SAZAK Bey, 2. Milliyetçi Cephe hükümeti de denilen AP-MSP-MHP Hükümetinde TBMM dışından Gümrük ve Tekel Bakanı olarak görev yapmıştır.En zor ve sorunlu olan bir bakanlık…

Kendi döneminde denetimler sıkılaşmış ve bu sayede çay ve tekel üretimi kısa zamanda %30 artmıştır. Çay,sigara,uyuşturucu,silah ve içki kaçakçılığı ciddi bir darbe almıştır. Kaçakçılık ve arkasındaki güçler nefes alamaz hale gelmiştir. Bulgaristan sınırındaki kilometrelerce tır kuyruğu bunun bariz örneğidir.

Bu sürecin devamı neticesinde, dönemin küresel güçlerinin siyasi kaos planları,Güneş motel olayı…

Nihayet,27 Mayıs 1980 Salı akşamı Dev-Sol terör örgütü mensupları tarafından Ankara’daki evinin önünde Gün SAZAK Bey Şehit edilir.

Abdi İpekçi dahil, kendisiyle fikri açıdan örtüşmeyen birçok siyaset çevresinin bile,çalışkanlığı,dürüstlüğü ve devlet adamlığı hususiyetletinde hakkını teslim ettiği bir Ülkücü bakan katledilmiştir.

Ya da N.Yıldırım GENÇOSMANOĞLU’nun haykırışı ile;

Hey yakınlar uzaklar, bekler pusular tuzaklar
Tayfuna dönsün Sazaklar, göz ışığım Gün’üm gitti

Yetim kaldı körpe çağam, feryadımı nice boğam
Gün doğmak üzere ağam, gün batarken inim gitti…

Şehit Gün SAZAK’ın 5. Vefat yılında,

Başbuğ Türkeş şöyle anlatıyor:
Münir Köseoğlu bir gün bana Gün Sazak beyefendiyi tanıyıp tanımadığımı sordu. Milliyetçi ve vatanperver bir insan olduğunu ve bize karşı sevgi ve de muhabbet beslediğini de ilave etti. Tanıştık ve kendisini partiye davet ettim. Bana aynen “emrinizde çalışmak şereftir” dedi. Arkadaşlarımla görüştüm. Tüzüğümüzün bana verdiği yetkiye dayanarak kendisini Genel İdare Kurulu’na aldım.

Orada gayet güzel çalışmalar yaptı. Bütün arkadaşlarımızın sevgisini kazandı. Bu arada arkadaşlarımın da arzusuna uyarak kendisini genel başkan yardımcılığı görevine getirdim. O görevinde de çok hayırlı çalışmalar ifa etti.

Derken koalisyon ortağı olarak katıldığımız hükümette arkadaşlarımız kendisine Gümrük ve Tekel Bakanlığı’nı münasip gördüler. Bu çok hayırlı ve isabetli bir hareketi beraberinde getirdi. Zira Gümrük ve Tekel bakanı olarak Gün Sazak kaçakçılığa, hırsızlığa, ahlaksızlığa çok sıkı bir mücadele açtı.
Devlete ve millete hizmet gayreti içinde bulundular. Mafya’yı, kaçakçıları bu durum çok huzursuz etti. Bakanlık gelirleri yüzde iki yüz arttı.
Tesirli kimseler, büyük işadamları, koalisyon ortağımız bazı bakanlar, bazı konularda araya girdiler. Tarizlerde bulunmağa kalkıştılar. Bana geldi. “İsterseniz sağlık sebepleriyle ben istifa edeyim, Zira bunlar sizi zora sokacaklar” dedi. İşin aslını öğrenince “Sonuna kadar arkandayım. İstifa yok” dedim.

Böylesine şerefli, haysiyetli bir dava adamıydı Gün Sazak. Onun davranışları, yapısı, karakteri, devlet ve millet düşmanlarını rahatsız etmişti. İşte bu devlet ve millet düşmanlarının idam mangaları onu şehit ettiler.

Benim de ilk defa öğrendiğim;10 Kasım 1992 tarih ve 21401 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Gün Sazak Bey’in resmi şehitlik belgesinin bulunduğunu da bilgilerinize sunmak isterim.

Bu meş’um hadiseye binaen her yıl,27 Mayıs’ın içinde bulunduğu hafta “Ülkücü Şehitler Haftası” olarak değerlendirilmektedir.

Selam olsun davasını yaşayan ve Türk Milleti’nin gönülünde yaşayanlara

Rahmet olsun Allah ve şanlı Resulunun izinde, Vatan ve millet yolunda bir gül bahçesine girer gibi toprağın kara bağrına girenlere…