Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Sen geri kalmış ilçe görmemişsin kardeş!1792 defa okundu

, kategorisinde, 13 Eki 2020 - 11:45 tarihinde yayınlandı
Sen geri kalmış ilçe görmemişsin kardeş!

Geçtiğimiz hafta sonunu bir arkadaşımla biraz kafa dinlemek için Rize’de geçirmek üzere yola çıktığımda, yol güzergahımızda diye İspir’e de bir uğrayalım istedim. Uzun zamandır görmediğim İspir’de ki bir arkadaşımı aradığımda, ‘’Gel, gel. Hakkında neler duydun bilmiyorum ama gel de İspir’in ne kadar geri kaldığını gözlerinle gör’’ dedi, çok şaşırdım. Yolumun üstü diye artık o İspir’i görmek şart olmuştu adeta. Uzun zamandır gitmediğim, özellikle AK Parti iktidarının, özellikle de Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ’ın el bebek, gül bebek baktığı ilçesi İspir gerçekten de geri mi kalmıştı? Söylenen doğru muydu? Valla ne yalan söyleyeyim, gerek ilçenin girişinde ve gerekse ile merkezindeki gördüklerim, o arkadaşın abarttığını anlamama yetti de arttı bile. İyi kötü günümüz şartlarında normal bir ilçeydi gördüğüm. Özellikle de Büyükşehir Belediyesi’nin bu ilçede ki izlerinin çok belirgin olduğunu görmemle birlikte ancak bu kadar İspir’in güzelleşebileceğini düşünmeden edemedim. Kaldı ki o arkadaşımın hele de güney ilçelerini görmemişliğine verdim İspir ile ilgili olumsuz düşüncesini. Belli ki geri kalmış ilçe görmemiş bu arkadaşım! Nihayetinde İspir bir ilçe ve ancak bu kadar olabilirdi, o da iyi kötü olmuş. Gezdiğim Rize’nin özellikle sahildeki ilçeleri birer mini kente benzemiş ama İspir’i de öyle görmek en azından siyasi olmasa da coğrafi yönden haksızlık olur diye düşünüyorum. Bak belediye başkanı sevgili Ahmet Coşkun’un ilçede fazla durmadığı, hep dışarıda olduğu eleştirilerini de kabul ederim ama bu İspir’den sırf Rize’ye yakın diye de bir Ardeşen çıkmasını beklemek pek de gerçekçi olmaz! Bu benim son kararımdır!

 

 Sadece Palandöken’de açıyor, bir yıl boyunca yaz kış solmuyor!

Bu da Palandöken’in Sarı Gelin’i!

 Özellikle Palandöken’in ve de kış turizminin yarını ile ilgili çok ciddi gayretli çalışmaları ile son zamanlarda dikkat çeken bir teknik adamdır EJDER AŞ’nin Genel Müdürü Selim Bağrıyanık. Her yanına gittiğimde Palandöken ve kış turizmi ile ilgili yeni bir proje ürettiğini ve bazılarını devreye soktuğunu gördüğüm Selim Bağrıyanık’ı bu ziyaretimde de bir sürü yeni şeyler öğrendim, her biri de manşetlik haber. Son görüşmemizde verdiği bilgileri, henüz tam gerçekleşmediği için yazmamamı rica eden Bağrıyanık, alakasının olmadığı bir konudan da bahsetti ve bunu yazabileceğimi söyledi. O da henüz yeni keşfedilen bir çiçek! Yaz kış bir yıl boyunca hiç solmayan sarı bir çiçek bu! Bugünlerde yoğun işlerinin arasına bu çiçekleri toplatıp, tanıtmayı ve hatta pazarlamayı da planlayan EJDER AŞ’nin işkolik Genel Müdürü, ‘’Hikayesi de olan papatyagillerden altın otu olarak da anılan bu çiçeği sahiplendik ve nasip olursa öncellikle belediyemize ait bütün sosyal tesislerde teşhir edeceğiz. Sadece Palandöken’de yetişen, ilaç sektöründe de değerlendirilecek çiçek bütün sosyal tesislerin masalarını süsleyecek ve sonrasında bunların satışını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu çiçek çiçekçilik sektörümün de en değerli çiçeklerindendir’’ dedi.

  Ondan ağası Aliağa!

 Hacı Bektaş-ı Veli’nin güzel bir sözü vardır. ‘Akıllı insanın üç askeri vardır’ der. Sabır, utanmak ve kanaat! Erzurumlu Ömer Karaman ağabey için sanki söylenmiş bir sözdür bu. Yıllardır Valilik bekleyen Ömer Karaman, hazırlanan son kararnamede de Darıca Kaymakamlığından Valilik beklerken İzmir Aliağa kaymakamlığına atandı. Ömer ağabeye hayırlı olsun amacıyla dün telefon açtığımda yine Vali olamadığına üzülmüyor, aksine Aliağa gibi dev bir sanayi ilçesi olan bir ilçeye kaymakam oluşuna seviniyor. ‘’Valilik nasip değilmiş demek ki!’’ diyen Ömer Karaman, şu anda ikinci defa İzmir’de görev yapıyor olmanın mutluluk ve heyecanını yaşadığını söyledi. Daha önce Sarıyer gibi bir ilçede de kaymakamlık görevinde bulunan Karaman, kanaatten nasibi olmayanı dünya malının zengin etmeyeceği düşüncesinde.

***

Gerçi Karaman 5 yıl kaldığı Saryer’de sanki de Vali’ydi. Bir röportajımda onun için o zamanlar ‘’Sarıyer Valisi’’ başlığını attığımı hatırlıyorum. Tıpkı Sarıyer ve Darıca’da ki gibi Aliağa’da da çok sayıda hemşehrisinin olmasından büyük sevinç duyduğunu da heyecanla anlatan Karaman, ‘’Aliağa Türkiye’nin sayılı ilçelerinden biridir. Şehir ekonomisinin yüzde 60’ı buradan karşılanır. Böylesine önemli 200 bin nüfuslu bir sanayi ilçesinde hemşehrilerimin de çok olması, elbette ki hizmet aşkımı daha da artıracaktır. ’’ diye konuştu. Ne yalan söyleyeyim, gene bir Valilik hayali suya batan Ömer ağabeyi böyle mutlu gördüm, bayağı bir sevindim. Ona bu yeni görevinde başarılar dilerken, tüm Aliağalılara da böyle deneyimli bir mülki amire kavuştukları için şanslı olduklarını söylüyor, selamlarımı gönderiyorum.

 Çayın cefasını Rizelilerin, sefasını da Erzurumluların sürdüğünü gösterdi..

Dadaş kızı not düştü!

Erzurum’da kahvehane sayısının bir hayli fazla olduğu malum. Bu yüzden olsa gerek çay Rize’de üretilir ama Erzurum’da tüketilir diye öteden beri bir klişe laf duyar, ederiz. Galiba bu laf yerde kalmamış, Erzurumlu bir hemşehrimiz, hem de Rize’de yapılan Türkiye Çay Demleme Yarışmasında birinci olmuş, bunu doğrulamış, tescillemiş! Ben de gittiğim Rize’de yeni tanıştım. Adı Gülhanım Delihasan. Tam da şehir merkezinin göbeğinde ‘Green Otel’ adında güzel bir şehir otelinin işletmecisi. Bu dadaş kızı aslen Narmanlı. Rize’ye gelin gidince oralı olmuş ve çocuklarıyla birlikte uzun zamandır burada ikamet ediyor. Eşi Recep Delihasan ile 7 yıldır otel işletmeciliği yapan ve adeta kendini turizme adayan, aynı zamanda ASKON yönetim kurulu üyesi, Marka Rize Kültür Sanat ve Turizm Dernek başkan yardımcısı olan Gülhanım Delihasan, 2018 yılında Rize’de düzenlenen bir yarışmada çay demleme birincisi olmuş ve de ödüle layık görülmüş. ‘’Ben her zaman derim. Çayın cefasını Rize çekerken sefasını da Erzurum sürer diye. Öyle oldu galiba. Demleme işinde Erzurumluluğumu konuşturdum ve de birinci oldum. Böylelikle de tarihe not düştüm’’ diyen Gülhanım Delihasan’a hak vermemek mümkün değil.

***

2 koca gün boyunca Rize’de ne kadar çay içtimse, buna ÇAYKUR’un tesisleri de dahil, Erzurum’da aldığım tadı alamadım. Kaldı ki Rizelileri de çay konusunda bizim gibi tiryaki görmedim. Zaten veriler de onu gösteriyor. Türkiye’de nüfus itibariye en fazla çayın tüketildiği illerin başında Erzurum geliyor. Gerçi Erzurum’da kişi başında yılda kaç bardak tüketiliyor bilmiyorum ama Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden bir profesöre göre Türkiye’de yılda kişi başına bin 240 bardak çayın tüketildiği bilgisinden haberdarım. Her neyse. Çay demleme konusunda gururumuz olan Gülhanım Delihasan, memleketi Erzurum’da da otel yapma düşüncesinde biri. Hatta geçtiğimiz günlerde Rize’de ki turizmcilerle Erzurum’a gelmiş ve otel yapımı konunda vali Okay Memiş ile bile görüşmüş. ‘’Ovit ile Erzurum Rize yakınlaştı ama insanlar henüz yakınlaşmış değil’’ tespitinde bulunan Delihasan, amacının memleketi Erzurum’da yaz ve kış turizmine hizmet edecek olan bir otel olduğunu sözlerine ekledi.

Geç oldu güç olmadı!

Çok sevdiğin bir yemek yapılıyordur ya bazen, akşam olsa da eve gidip yesem dediğin. Ya da güzel bir haber bekliyorsundur telefonda, bir an önce gelsin diye beklediğin. Galiba benim bu haberi veriyor olmam da ona benziyor. Ne zamandan beridir şu Ali Ravi Caddesi’ni Kayakyolu’na bağlayacak olan yolun açılmasını istiyor, bekliyorum. Ben Kırmacı’da oturuyorum, benimle ilgisi yok elbette ama Kayakyolu’nda oturanların yerine koydum kendimi hep. Bu yol açılsa ne iyi olur diye. Büyükşehir Belediyesi ile Karayolları Müdürlüğü elbirliği etti, bir buçuk aylık bir çalışma neticesinde o tünelin ışığı nihayet görüldü. Dün baktım, Karayollarının bahçe duvarı yıkılmış, açılacak yeni yol görünüyor artık. Geç kalmış bir hizmetti aslında. Yıllarca boşuna beklenmişti. Duygulandım bir an. Sormayın niye, neden diye artık. Bilhassa Yenişehir trafiğini önemli ölçüde rahatlatacak olan bu yol, bazı eksik alt yapı çalışmaları yüzünden ay sonunda hizmete girecek. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı ile konuştum dün, bir kilometreyi bulan yeni yolun açılması için geri sayıma başlandığı müjdesini verdi. Ne diyeyim, keşke bu köşede hep böyle şeyler yazıp, çizsem diyorum. İnanılmaz mutluyum şu anda o satırları yazarken. Bu arada o yolun yapım ve yönetiminde emeği geçen herkese, ama herkese bin teşekkür.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER :  Âdemoğlu hilebazdır kimse bilmez fendini, sen kime iyilik edersen sakın ondan kendini!

DUVARIN DİLİ : Ben, seni beklediğim kadar dolmuş beklemedim!

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ