Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Yanarım da ona yanarım!382 defa okundu

, kategorisinde, 15 Eyl 2021 - 19:18 tarihinde yayınlandı
Yanarım da ona yanarım!

Bir basın emekçisi olarak sahadayken Erzurum’un çoğu simge ismiyle tanıştım, onların doyumsuz sohbetlerine tanıklık ettim. Ama yarım asrı biraz geçen biri olarak yaşadığım süre içerisinde tanıştığım kadar, kıl payı kaçırdığım, teyet geçtiğim, maalesef tanışma mutluluğuna erişemediğim sembol isimler de oldu. Ne zamandır hep düşünürdüm, not olsun, kayıtlara geçsin istiyordum. İşte bu yazıda ondan bahsettim, ilgililerin bilgilerine sunarım.

*Gerçek adı Tayyip İde olan ve Hasankaleli Teyo emi ile tanışmışlığım, konuşmuşluğum oldu ama yanarım da Gullebi Turan ile tanışmadığıma yanarım..

*Ama yanarım da hekat dede olarak da bilinen ve liselerde Edebiyat kitaplarında yeralan Erzurumlu Behçet Mahir ile tanışıyor olmadığıma yanarım.

*Efsane tarihçilerimizden Prof.Dr.Enver Konukçu ile tanıştım ama yanarım da milli mücadelenin simge isimlerinden Edebiyatçı Mehmet Kaplan ile tanışamadığıma yanarım.

*Yaşım o zamanlar çok küçük olsa dahi bana göre Erzurum’un sembol isimlerinden olan AP eski milletvekili İsmail Hakkı Yıldırım ile tanıştım ama yanarım da Erzurumlu ünlü siyasetçi yazar, önemli isim Nevzat Köseoğlu ile tanışmadım, ona yanarım.

*Milli Eğitim eski Bakanlarından, Atatürk Üniversitesi’nin kurulmasında büyük rolü olan Rıfkı Salim Burçak ile tanışma mutluluğuna eriştim ama yanarım da milli mücadelenin simge isimlerinden Cevat Dursunoğlu ile tanışamadığıma yanarım.

*Aşık Yaşar Reyhani ile tanışmışlığım, konuşmuşluğum oldu ama yanarım da Mevlüt İhsani ile tanışmadığıma yanarım.

*Erzurumlu renkli simalarından Naim hoca (Gölleroğlu) ile tanışmışlığım, konuşmuşluğum var ama yanarım da Mehmet Kırkıncı hoca ile tanışmadığıma yanarım.

*Eski bakanlardan ve belediye başkanlarından Nihat Kitapçı ile tanışmışlığım, konuşmuşluğum var ama yanarım da efsena başkanlardan Orhan Şerifsoy ile tanışmıyor olmama yanarım.

*Erzurumspor’un kurucularından Ali Sırrı Kuşkay ile tanışmışlığım, konuşmuşluğum oldu ama yanarım da efsane başkanlardan Ömer Çavuşoğlu ile tanışamadığıma yanarım.

*Erzurumspor’un efsane hocalarından Ergün Kantarcı ile tanışmışlığım, konuşmuşluğum oldu ama yanarım da Selahattin Diyadin ile tanışmadığıma yanarım.

*Erzurum’un efsane kalecilerinden Ersin Kayaalp ile tanışmışlığım, konuşmuşluğum oldu ama yanarım da efsane golcülerinden Namık Yüksel ile tanışmadığıma yanarım.

*Erzurum’un eski efsane Baro başkanlarından Abdulkadir Eryurt ile tanıştım ama siyasetçi, eski mebus kardeşi Sabahattin Eryurt ile tanışmadığıma yanarım.

*Eski mebuslardan ve belediye başkanlarından Hilmi Nalbantoğlu ile tanışıp, konuşmuşluğum oldu ama yanarım da Zekai Yaylalı ile tanışmadığıma yanarım.

*Eski gazetecilerden Selahattin Turgay Daloğlu ile tanışıp konuşmuşluğum oldu ama yanarım da Dündar Özden ile tanışamadığıma yanarım.

*Efsane siyasetçilerimizden Rasim Cinisli ile tanışmışlığım konuşmuşluğum oldu ama yanarım da eski Bakanlarımızdan Rıfkı Danışman ile tanışmadığıma yanarım.

-Erzurum’un efsane barcılarından Hamit Yavuzer ile tanıştım, konuşmuşluğum oldu ama yanarım da Sedat Gezmiş ile tanışmadığıma yanarım.



Vallahi de pes, billahi de pes!

Defin bulmak, define aramak, ülkemizde en çok merak edilen ve 5 milyon kişinin de bu merakla arayışa girdiği bir iştir. Kimileri hayal ile giriyor hüsran ile ayrılıyor. Kimileri umduğundan daha fazlasını buluyor. Türkiye’de detektör almak ve satmak yasaldır. Bu anlamda alış ve satışı yasal olan bir cihazın kullanılması da suç değildir. Her şey buraya kadar tamam ancak alınan detektörler faturalı ve yasal olmalıdır. Aksi halde ceza sayısı artabilmektedir. Define aramak, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasına göre hem suç hem de yasaldır. Yasada açıkça belirtilmektedir ki korunan yerler dışında define aramak suç değil, yasaldır. Ancak devletin koruma altına aldığı yerlerde define aramak suçtur. Bunun yanı sıra define aramak ve bulmak yasal olsa da kazı yapmak için mutlaka Kültür ve Turizm Bakanlığından izin alınması gerekiyor. Aksi halde define bulması yasal olsa da izinsiz kazılması daha büyük suçtur. Ancak kazı izni alabilmesi için önce define bulması gerekiyor. Bu anlamda define yapılması yasal alanlarda define bulunduğu zaman izinsiz kazı yapanlar tespit edilirse hapis ve idari para cezası kesilmektedir.

Bu bilgiyi sizin için bir haber portalından aldım. Sanıyorum bu konuda meraklılar az da olsa bilgi sahibi oldu. Bu bilgiyi sunmamın sebebi Erzurum’da yaşanan bir hadise. Hem de göbeğinde! Tarihi Erzurum evlerinin önünde yeralan ve muhtelemen tarihi çok eskilere dayanan yıkık be boş bir evin altı aranmış. Kim, kimler ne için aramış, bilmiyorum ama bildiğim Cumhuriyet Caddesinin hemen yanıbaşında, Caferiye Camiinin tam karşısında define aranmış ama tam kazı yapılmadan kapatılmış, etraf korumaya alınmış. Herkes gibi görünce ben de çok şaşırdım. Nasıl olur da onlarca insanın ve aracın gelip geçtiği bir yerde define aranır? Bu nasıl bir cesarettir ki böylesine işlek bir caddenin kenarında kazı yapılabiliyor. İzinli bir kazı olmadığı kesin. Adım gibi eminim, illa ki gizli, kaçaktı o kazı. Öyle olmasa etrafı daha sonra uyarı şeritleriyle örülmezdi. Muhtemelen bir duyum üzerine burada bir kazı yapılmış ama çok da netice alınmamışa benziyor. Burada önemli olan böylesine bir yerde bu işin yapılmış olması, ya da teşebbüs edilmesi. Bu konuda kim ise ilgilileri bizi bilgilendirirse çok mutlu olacağım. Bu benim son kararımdır.



İşin cılkını çıkartmak bizim işimiz!

Bugün herbirmizin başvurduğu iletişim araçlarından Whatsapp’ın özelliklerini bilmeyen yoktur, faideleri çoktur

Öncelikle internet bağlantısı aracılığıyla kullanıcıların birbirlerine fotoğraf, video, ücretsiz arama, sesli ve yazılı mesaj ve belge göndermesini sağlar.

Sadece yazılı değil, görüntülü ve sesli iletişim imkanı da sunar.

Kolay, uygulanabilir, etkin bir iletişim aracı olduğu su geçirmez bir gerçektir.

Eğitici olduğu kadar öğretici özelliği de bulunmaktadır.

Bir şekilde istismara meyilli bir toplum olduğumuz gerçeğinden hareket ederekten diyorum ki.

Say say bitmez özelliklere ve de güzelliklere sahip Whatsapp’ı da sonunda istismar ettiğimizi düşünüyorum.

Aynı istismarcılara ve işin cılkını çıkartanlar özelinde kendimi de koyaraktan final cümlesine geçiyorum.

Estetikten ve dahi samimiyetten uzak bulurum.

Nobran görürüm.

Bu sünnet ve düğün davetiyelerini Whatsapp üzerinden atmak nedir ya Allah aşkına!



Hayallerimiz Hawai, gerçekler Telekom!

Telekom’a ait Havuzbaşı’ndaki binanın yıkılacağı, kent meydanına dahil edileceği söylenmişti.

İlk duyduğumda çok heyecanlanmıştım.

Öyle ya.

Tarihi Halk Eğitim Merkezi binasının bizi çok üzen, yıkılmasına artık alışmaya başladığımız bir dönemde hiç olmazsa kent meydanının biraz daha göze gelecek şekilde büyüyecek olmasına neredeyse fit olmuştuk.

Ancak, fakat, o da ne?

Yıkılacağı, hatta Büyükşehir Belediyesi tarafından kendilerine başka bir yerde bina için yer vereceği haberlerine rağmen Telekom tam tersi tadilata gitti.

Artık bayağı da bir eskiyen bina geniş çaplı bir onarıma alındı.

Milyonlara varan ve de halen daha onarımı devam eden bina belli ki orada kalacak.

Ve galiba olan hayaller Hawai,gerçekler Sanayi olacak!

NOT: Bu arada, görev süresi içerisinde son derece de başarılı olan Telekom İl Müdürü İzzettin Doğan’ın derhal, acilen, ivedi emekli edilmesini aklım almadı. İzzettin Doğan gibi çok iyi ve donanımlı bir amiri hem de bu yaşında emekli etmek nereden çıktı, anlamış değilim. Bence iyi yapmadılar İzzettin müdürü emekli ederekten. Kendileri bilir artık.



TUTTUĞUM BABA SÖZLER : İnsanı açlık öldürmez. Alıştığı tokluk öldürür! ( İbn-i Haldun)

DUVARIN DİLİ : Bu hayatta gülmemi isteyen tek kişi fotoğrafçıydı!

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ