Bilindiği gibi Koronavirüs salgını tüm dünyayı yaş, cinsiyet, ırk, kültür, din ve ekonomik durum ayırt etmeksizin etkileyen bir durum halini aldı. Toplum hayatını olumsuz yönde etkileyen, ruh sağlığını da doğrudan ilgilendiren pandemi dönemi, geçmiş bütün güzel alışkanlıklarımızı da ortadan kaldırdı. Bunlardan birisiydi mesafe olmaksızın birarada olmak. Nurullah Akçayır’ın sunuculuğunu, Ahmet Ece’nin yönetmenliğini ve Aslı Yıldız’ın yapımcılığını üstlendiği Yare Söyle Proğramı da işte bu süreçte sekteye uğrayan bir proğram oldu. TRT Erzurum Radyosu Reyhani Stüdyosunda hem de TRT Müzik kanalında canlı gerçekleşen proğram hasretle özlenir oldu. Erzurum için de bir zenginliği ifade eden proğram bir çok türkü aşıklarının alışkanlığıydı. Başta İl Müdürü Ayça Yarol Alemdar olmak üzere her çalışan da bu proğram için canla-başla çalışıyor, büyük bir özveri ortaya koyuyorlardı. Sadece onlar mı? Yerel ses sanatçıları ve müzisyenler için de dev bir kapı idi o program.
2012’de başlayan Radyo Günleri Erzurum adı ile başlayan, Yaylaların Avazı isimlerinden sonra format değiştirerek artık Yare Söyle adı ile seyircinin karşısına çıkan proğram, bir farkındalık oluşturmuştu. Pandemi araya girdi, o yayınlar tarih oldu. TRT Erzurum Radyosu Müdürü Ayça Yarol Alemdar ile TRT sanatçısı hemşehrimiz Nurullah Akçayır, hergün çok sayıda türküseverden Yare Söyle proğramının başlamasını iple çektiklerine dair mesajlar aldıklarını söylüyor. Proğramın gerçekleştiği ve tam bir ölüm sessizliğini andıran Aşık Yaşar Reyhani stüdyosunu gezdiren Ayça Yarol Alemdar, bu yıl da proğramın yapılamayacağını sandıklarını söyledi, ‘’Herkesten çok da ben istiyordum. Ama pandemideki süreç bu proğramın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da gerçekleşemeyeceğini gösteriyor’’dedi. Nurullah Akçayır da seyircisiz de olsa TRT’nin yeni döneminde proğramın yeniden gerçekleşmesini hedeflediklerini belirtti ve ‘’Türküseverlerin hasretine bir şekilde son vermemiz gerekiyor. İnşallah bu iş Eylül ya da Ekim’de tamamdır’’ diye konuştu.
Mutfakta kardan adam var!
Başta ben olmak üzere özellikle Erzurum’da ki basın çalışanlarının çok sevdiği bir isimdir. Cahit Hınıslıoğlu uzun yıllar Erzurum matbuatında çalışan bir basın emekçisidir. Bir süre önce ani kararla evini yükleyip İstanbul’a göç edenlere dahil olan bir ailenin reisiydi. Ulusal yayın yapan Milat Gazetesi’nin yönetim kadrosunda olan Cahit, epeydir de Erzurum’a gelemedi, işlerinin yoğunluğu nedeniyle de gelemediği için bayağı bir hasret çekiyor. Bu arada Cahit’in bir de torunu oldu ve Nil adındaki bu 2,5 yaşındaki cici torunu ile boş vakitlerini geçiriyor. Kar, kış o kadar Cahit’in özlemini duyduğu şeyler olmuş ki, İstanbul’a yağan o son karı fırsat bulup kardan adam yapmış ve bu sevincini torunu ile yaşamış. İşin garibi de sokakta yaptığı kardan adamı mutfağa getirmiş Cahit. Üstelik torunu ile birlikte kardan adama isim de koymuşlar. Elsa diye. İlk defa karı ve kardan adamı gören torunu ile mutluluğu gözlerinden okunan ve bu anı fotoğraflatan Cahit’e sordum. Ne kadar yaşadı kardan adamınız. 2 saat diye cevap verdi. O iki saat de sadece torununa değil, belli ki kar ve kış şehrinin adamı Cahit’in işine yaramış.
Dikkaaat, çekiliyorum!
Erzurum’un en eski fotoğrafçılarından biridir Mehmet Kalender. Yarım asıra yakındır geçimini fotoğraf çekerek sağlayan Mehmet Kalender de teknolojiye yenilmek üzere olan bir mesleğin ustası. Artık eskisi gibi müşteri bulamayan Mehmet Kalender, bu aralar gelişen teknoloji sayesinde Mumcu Caddesi’ndeki fotoğraf stüdyosunda sinek avlıyor. Uzun zamandır biriktirdiği eski fotoğraf makinesi ve malzemelerinden oluşan bir müzeyi andıran dükkanı ile başbaşa kalan Kalender, adeta vesikalık fotoğraf çektiren müşteri buldu mu bayram eder hale gelmiş. Geçenlerde işyeri ziyaretleri yaparken dükkanına uğrayanlardan biri de Yakutiye Belediye Başkanı Dr.Mahmut Uçar olmuş. Dr.Uçar, müşteri yokluğundan yakınan Mehmet amcaya vesikalık fotoğraf çektirmiş, çok mutlu etmiş. ‘’Ne zamandır ilk defa dükkanıma bir belediye başkanı geliyor’’ diyen Mehmet Kalender, bu gidişle dükkanına kilit vuracağını söylüyor ve bunu da istemeden yapacağını söylüyor. Anlaşılan yıllardır ‘dikkat, çekiyorum’ diyen Mehmet ağabey, ‘dikkat, çekiliyorum’ demeye hazırlanıyor!
Kapıda teslim plaket!
Pandemi sürecinin hayatımızı ne denli etkilediğine dair işte bir güzel örnek daha. Önceleri salonlarda kalabalıklar içinde düzenlenen plaket törenleri bile değişmiş, plaketler kapıya teslim yapılır olmuş. Erzurum İnşaat Mühendisleri Odası yönetimi, meslekte 50 yılını dolduran üyelerine teşekkür plaketi ile onur belgelerini bizzat kapılarına giderekveriyor. İnşaat Mühendisleri Odası adına eski başkanlardan olan ve Üst Kurul Delegesi İlhan Tohumcu, Ünal Topçu’nun onur belgesini ve plaketini bizzat vermek için evine gitti. Kapı önünde gerçekleşen bu ilginç plaket törenini sosyal medya aracılığı ile duyuran İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdulkadir Orhan, ‘’Risk grubunda oldukları için gerek yaşlı üyelerimizi ve gerekse diğer meslektaşımız olan büyüklerimizi riske atamazdık. Böylesi kritik bir dönemde ancak plaketlerini ve onur belgelerini ancak bu şekilde vermek zorunda kaldık’’ dedi.
Cansın Canalioğlu!
Mehmet Volkan Canalioğlu ismi sadece Trabzon için değil, Erzurum için de önemli bir isimdir. Trabzon’da Belediye Başkanlığı ve milletvekilliği yapmış bir isim olabilir ama Volkan Canalioğlu, Erzurum’da da Erzurumspor’un eski bir futbolcusu olarak bilinir ve tanınır. Özellikle 70’li yılların başlarında çok önemli isimler ile birlikte mavi-beyazlı kulüpte top koşturmuş olan Mehmet Volkan Canalioğlu, aradan onca yıl geçmiş olmasına rağmen ne Erzurum’u ne de Erzurumspor’u unutmuş değil. Vefanın sadece İstanbul’da bir semt olmadığını biliyor. Geçtiğimiz gün facebook sayfasında gördüğü eski bir fotoğrafın altına yorum yapan Canalioğlu, ‘’Biz eskiden galibiyet primi falan nedir bilmezdik. Galibiyet primi vermek isteyen başkanımıza ‘ne gerek var. Bize zaten yediriyor, içiriyor, giyindiriyorsunuz. Bir de ayrıca para mı vereceksiniz. Biz istemiyoruz’ diyen oyunculardık. O günün şartlarında tek düşünce forma ve galibiyet aşkı idi. Maddiyat mı, o zamanlar öyle bir istek yoktu. Ne verilirse kabülümüzdü. Ama maalesef bugün böyle bir durum yok. ’’ ifadelerini kullanarak gönüllere girdi. 1-1 biten Kayserispor maçında ısrarla kırmızı kart görmeye feniken o adını anmak bile istemediğim siyahi oyuncuyu hatırladıkça insanın o eski futbolcumuz Volkan’a, Volkanlara kul, köle olunması geliyor insanın. Kurban olsun onlara..
Bir defa değil, iki defa kutlarım!
Kim ne derse desin. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’i farklı kılan özelliklerden biri de şehire yaptığı dokunuşlardır. Bu küçük dokunuşlar illa ki şehire, şehir insanına bi güzellik, neşe, heyecan katmıştır. Atlama kulelerinin hemen yanında bir kayak pisti yapılması da bana Sekmenvari bir küçük dokunuş olarak geldi. Erzurum Spor İl Müdürü Fuat Taşkesenligil’i, Atlama Kulelerininin hemen yanında hem de çok cüzi bir para ile bir kilometrelik kayak pisti yaptığı, bu güzel dokunuşa imza attığı için kutluyorum. Yoldan her geçtiğimde orada kayan çocukları görünce seviniyorum. Sadece ama sadece alt yapıdaki minik sporculara hizmet vermesini beklediğimiz o şirin pistin yanındaki yürüme bandı da on numara bir iş olmuş. Öğrendiğim kadarıyla da bu İtalyan ürünü yürüme bandı sayesinde alt disiplini sporcuları istasyonlara inip çıkmakta zorlanmayacak. Artık oteller yapıyor, devlet de suni karlama sağlarsa bu bölgede yaz kış da kayak yapılabilecek ki, buna bilhassa kayakseverler zil çalıp oynamalı. Herşeyden önce burası dünyada herhalde şehir merkezinde kayak yapılabilen tek pist olacağı için de o Fuat beyi bir değil, iki defa kutlamak gerekir. Hem bu sayede o atlama kuleleri de keldi, o kelliği bu sayede ortadan kalktı. Bu karar son derece akilane düşünülmüş, doğru bir karar. Bu benim son kararımdır.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Hep hayır dese de hayat, hep hayırlısı diyeceğim hayata inat!
DUVARIN DİLİ : Bizde geri vites yok. Gerek görürsek ilerden döneriz!
