Asıl adı Osman Islamoğlu’dur. “Batur” sıfatı kendisine, mücadelesine nispetle verilmiştir.”Kahraman ve cesur” demektir.Kendisi bu sıfatla özdeşleşmiş, böyle bilinmiştir.

Osman Batur 40 yaşına kadar hayvancılık ile uğraşmıstır.İlk tahsilini,dinî bilgilerini, âlim olan dedesinden alımıştır. Savaşçılığı kendisinden önce Çinliler ile savaşmış olan Böke Batur’un yanında öğrendiği bildirilmektedir. Böke Batur’un şu sözü, Osman Batur’a ve arkadaşlarına mücadele ruhu aşılamıştır:”Bir gün, biz kâfirleri yine çöllerin öbür tarafına atacağız. Sayıları Taklamakan Çölü’ndeki kum taneleri kadar olsa bile!”

Çin zulmünün dayanılmaz boyutlara ulaştığı 1940 yıllarında Türkistan genelinde halk, zulme ve kırıma uğruyordu. Halkın önderleri, âlimleri katlediliyor; şahsi mülkler gasp ediliyor, camiler yakılıp yıkılıyordu.

Mücadele başlangıcı ve seyri…

Köktogay bölgesinde, işgalci Çinli kaymakamın camiye çizmeleri ile girmesi üzerine halk, kaymakamı ve onlarca Çinli askeri öldürdü. Camilere tecavüz eden, Kur’an-ı Kerim’i yakan Çinlileri protesto eden ve zalimlere karşı boyun eğmeyen Doğu Türkistanlılar, “isyancı” oldukları bahanesiyle tutuklandılar.

Türklerin ellerinden silahları alındı.Osman Batur,silahını teslim etmeyerek bu mücadelenin kıvılcımını ateşledi. Destek çığ gibi büyüdü.1945 yılına gelindiğinde birkaç şehir hariç,D.Türkistan’da Çin hakimiyeti kalmamıştı.
Bu durum karşısında Çin yönetimi, 300 bin kişilik bir ordu ile 30-35 bin kişilik Osman Batur kuvvetlerine saldırır. 5 yıl sonunda 3 bin civarında bir sayıya düşen Osman Batur,1951 yılının şubat ayında yakalanır. Ağır işkenceler sonrası 19 Nisan 1951 de “Devrim düşmanlığı ile suçlanıp,hakkında idam kararı verilir. 29 Nisan 1951 tarihinde kolları kesilerek,kurşuna dizilir…

D.Türkistanlı yazar Hacımelek, Osman Batur’un idamını şöyle not düşer:
Çinliler nişan almış bekliyorlardı. Osman Batur, “Allahu Ekber” dedi ve ardından kurşun sesleri geldi. Sanki namaz kılıyordu; önce dizüstü düştü, sonra alnı secdeye vardı. Bir rütbe daha kazanmıştı: “Şehidlik…”

Maalesef Kardeş Doğu Türkistan halkı, günümüzde de Çin zulmü altındadır. Sistematik bir asimilasyona maruz kalmaktadır. Fakat ikiyüzlü dünya, işkence gören, zulüm altında inleyen Müslüman-Türk olunca görmezden gelmekte, mazlumların feryadını duymamak için sağır, görmemek için de kör taklidi yapmaktadır.

Bayraklaşan ve bayrağı devralanlara selam olsun…Şehitlerimize rahmet olsun…