Amerikalı Psikoloji Profesörü Jean M. Twenge ,küresel elitlerin ve ulus ötesi şirketlerin dizayn etmeye çalıştığı günümüz dünyasında, Amerikan gençliği üzerine yaptığı araştırmanın sonuçlarını

“Ben Nesli” adlı eserinde ortaya koymaktadır. Bu sonuçların aslında tüm dünya milletlerinin de gençliğini ilgilendirdiği gerçeğinden hareketle bir yazı kaleme almaya çalışacağım…

Twenge, 1970 sonrasında doğan bu neslin adını “Ben Nesli” koyar.Bu nesil, öncelikle kendisini düşünen, mutluluğun ve haz veren şeylerin peşinden koşan, kişisel arzu ve ihtiyaçları ile hareket eden, hemen herşeyi yapabileceğine inanan, toplumun algı, kabul,yargı ve değerlerine aldırış etmeyip, kendi yarattığı kural,düşünce standartlara göre yaşayan bir nesildir. Hiçbir yasak,tabu,engel,kısıtlama tanımaz. Toplumun,geleneğin ve büyüklerin sıkıcı kurallarından hoşlanmaz.Geleneğin uygulamalarının geride kaldığını düşünür…

Yazarın bu saptamalarından sıyrılıp, kuşatılmaya çalışılan gençlik için,aynı minvalde başka çalışmalar ve değerlendirmelerin özetini şöyle ifadelendirmek mümkün: Ailelerin ümit ve beklentilerine kulak tıkayan, kendine sınırsız bir özgürlük alanı oluşturmaya çalışan, Zengin ve ünlü olmayı, lüks ve eğlenceli bir hayat hayâl eden bir genç nüfus var. Internet ve sosyal medyada zaman müsrifliği yapan, moda ile zevkleri yenilenen,yeniden inşa edilen bir genç nesil…

TUZAKLARA DİKKAT!

En sarsıcı olanlarından biri de, iradesine hükmedilen, neyi giyeceği,neyi yiyeceği,parayı nerede ve nasıl harcayacağı, medya ve internetle kendisine sürekli dikte ettirilen bir gençlik var.

Tehlikeli alanlardan biri de, sinsice dimağlara şırınga edilen,masum(!) sloganlara şahit oluyor,tespit ediyoruz. Egoyu şişiren sözde idealler… Prangalarından kurtul! Özgür ol!, Hayatını yaşa!, Modern ve çağdaş ol!…Bunlar hipnotize bir dille dizilerin,filimlerin fragmanlarında ya da şarkı sözlerinde servis edilir.

İşte bu küresel ahtapotların kıskacından tarihine,kültürüne,milli kimliğine sahip örnek bir gençlik modeli ile korunmak mümkündür.

Ferdi ve toplumsal ahlâkî değerlere sahip ve bu değerlere saygılı,aile kavramına sıkıca bağlı mümtaz bir gençlik varlığı milletlerin teminatıdır.

Hayatı haz ve eğlenceden ibaret görmeyen,”Kul” olduğunun bilincinde bir neslin,ihya ve inşa sürecinde küresel elitistlerin boşa kürek çektikleri görülecektir.

Çağın gereklerinin farkında olan,pergelin bir ayağı tarihe ve güçlü bir gelecek tasavvuruna imanla sabitlenmiş,bir ayağı dünyayı dolaşan,tanıyan bir ıdealist gençliğin,Modern ve çağdaşlık telakkisi ürkütücü olamaz.

İnce ve naif ruh yapısını özgün sanatına yansıtan,kültür mirasını sahiplenen,çevreye saygılı,vatan topraklarını candan âziz bilen imanlı ve ülkü sahibi bir gençlik modeli, hiç bir dijital dayatmanın esiri olması mümkün değildir.

Her yeni moda,akım,ideolojinin daha fazla kopuş olmadığının idrakinde olan bir gençliğin, araştırmacı,yenilikçi hamleleri ailelerin ve ait oldukları milletlerin övünç kaynağı olacaktır.

Vahşi kapitalizmin müsrif tüketim kültürü önünde savrulmadan, israfı haram bilerek hayatını helâl dairede idame ettiren bir gençlik…

Algısı uyuşturalamayan,milli kimlik ve kültürüne sahip,özentiden ve her türlü fanatizmden uzak zihin dünyasına malik bir örnek gençliğe hangi batıl pranga vurulabilir?

Mücellâ dinimizin emir ve yasaklarını idrak eden,yüce Peygamberimize sevgi,muhabbet ve hürmeti en yüksek perden seslendiren bir gençliğin,çağın hurafelerine,islamofobinin tahriklerine,din adına orya çıkan sahtekârların telkinlerine,sünnetsiz,peygambersiz,vahiysiz,ahiretsiz uydurma inanç sistemlerine prim vermeyeceği muhakkaktır ve medar- iftiharıdır.

Hiç bir “Meçhul yabancı el”in elinde oyuncak olmayacak, Türk ve İslâm dünyasının umudu olacak genç dimağların sayısının artması dilek ve dualarımla…