Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Birilerini kahraman, kurtarıcı olarak gören toplumlar; mili ve manevi benliğini yitirmiştir…1107 defa okundu

, , kategorisinde, 07 Ağu 2023 - 23:37 tarihinde yayınlandı
Birilerini kahraman, kurtarıcı olarak gören toplumlar; mili ve manevi benliğini yitirmiştir…

 Bir kurtarıcı, bir kahraman bekleyen, birilerini kahraman, kurtarıcı olarak gören toplumlar; mili ve manevi benliğini yitirmiş, toplum Müslüman ise Allah’a olan inanç ve güveni azalmış, acze düşmüş, birileri tarafından pompalanan umut sosyolojisine, kişilere olağanüstü güç yükleyerek, teslim olmuş toplumlardır.

Kendilerine yapılan zulmü, haksızlığı, adaletsizliği engelleyemeyen, daima ezilen toplumlar veya kişiler siyasal, dini, dünyevi yenilgilerini örtmesi, kendilerini kurtarması, intikamlarını alması, yaşanan haksızlıklara, adaletsizliklere, bozulan toplumsal yapıya son vermesi için bir kurtarıcı, bir kahraman beklerler veya bu misyonu yöneticilerine yükleyerek onları kutsarlar.

Korkak, öğrenilmiş çaresizliğe teslim olmuş, kendilerini gereksiz, önemsiz, yetersiz gören, aciz, baskı altında ezilmiş olan bu toplumlar veya kişiler bu durumu yaşam biçimi haline getirdikleri için bir kahraman veya kurtarıcı bekleye bekleye, zulüm altında ezilip, haksızlık ve adaletsizlik altında aç biilaç sessiz sedasız yaşarlar.

Daha kötüsü bu durumun bir gün biteceği beklentisi ile aynı çaresizliği, sömürülen ve ezilen olmayı, kurtarıcılara bel bağlayarak zillet içinde yaşamayı, bir kadermiş gibi, çocuklarına miras bırakarak ölür giderler.

Bazen sabır ve şükür aldatmasıyla, bazen vatan millet sevgisiyle süslenerek topluma dayatılan bu durumun dinde ve sosyolojide yeri olmadığı aşikârdır.

Hani Müslüman bir toplum olduğumuzu iddia ettiğimiz için belirtmek gerekir ki; kahraman, kurtarıcı beklemek, birilerini kahraman, kurtarıcı ilan etmek İslam’ı, Allah’ın emirlerini, Allah’ın kurallarını, Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) Kur’an öğretisini, ortaya koyduğu teorileri reddetmektir.

Hâlbuki bir ülkede, bir toplumda sistem “yeterince iyi” işlediği, ülke “iyi ve adaletle yönetildiği” takdirde, toplum haysiyetini, öz güvenini, cesaretini yitirmeyeceği için, orada kahramanlara, kurtarıcılara, birilerinin ütopik bir şekilde kendilerini feda etmelerine ihtiyaç olmaz.

Zaten bu kahramanlık, kurtarıcı, metafizik fedakârlık hikâyeleri gerçek hayatta değil film senaryolarında, destanlarda, mitolojilerde, masallarda olur.

Dünyevi çıkarları, beklentileri, hırsları yüzünden nefsinin, şeytanın emirlerine uyarak kullara teslim olanların, kurtarıcı, kahraman rolüne soyunup bu işten rant elde ederek toplumu aldatanların ve onlara ait çıkar çevrelerinin bütün bunları anlaması, gerçekleri kabullenmesi, işlerine gelmediği için, mümkün değildir.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ