Hafta sonunda Mehmet Nuri Alim’in başkanlığını yaptığı İPEKYOLU SİFED’in geleneksel hale getireceği istişare toplantısına katıldım.
OSB Başkanı Zafer Ergüney’in de katıldığı bu toplantıda, Erzurum ekonomisine genel bir bakış ve buna ilaveten bir de öncelikli çözüm bekleyen sorunları konuşuldu.
Başkan Alim, Erzurum’un sorunlarını sıralarken, dikkatimi şu çekti:
Yıllardır bu mesleğin içerisindeyim ve yıllardır Erzurum’un sorunları hep aynı.
Turizm…
Tarım…
Hayvancılık…
Teşvikler…
Göç…
Yani kendimi bildim bileli şehrin ileri gelenleri bu sorunlardan bahsediyor, çözüm önerilerini sıralıyor, ama gelin görün ki; yıllar geçiyor fakat bu sorunlar bir türlü azalmıyor.
Şimdi…
Sorunları biliyorsak madem ve bu sorunlar senelerdir hiç değişmiyorsa, çözüm mercileriyle birlikte bizde de bir problem var demektir.
Bir hasta düşünün!..
Hastalığının tanısı yapılmış, teşhisi konulmuş, tedavisi de belli… Fakat gelin görün ki; bu hasta bir türlü iyileşmek bilmiyor…
Aklınıza ne gelir?
Ya teşhis doğru konulamamıştır yahut teşhis doğrudur ama tedavi yanlış uygulanıyordur…
Öyle değil mi yani?
Gerekli ilaç ve müdahalelerle bu hastanın normal şartlarda ayaklanması gerekmez mi?
Evet…
O halde niye Erzurum senelerdir hasta yatağında bekliyor…
Bu yüzden işte…
Tedavi yanlış tedavi!..
Hepimiz hastalığı biliyoruz, hangi ilaçların kullanılması gerektiğini de biliyoruz ama maalesef ne istediğimizi bilmiyoruz…
Hepimizin bir ağzı var ama ağzımızda da kırk tane sakız…
Aklın yolu birken, hepimiz her nedense bu hastanın bir tarafını mıncıklıyoruz; sözde tedavi edeceğiz onu…
Olmuyor ama…
Böyle olmuyor…
Uzun sözün kısası:
Hastaya uygulanacak tedavinin nasıl ve ne şekilde olacağı konusunda bir kere bizim akıl ve görüş birliğine varmamız gerekiyor…
Hastalığı gördük mü?
Gördük…
Teşhisi koyduk mu?
Koyduk…
Tedavi belli mi?
Belli…
Peki, tedaviyi doğrudan üstlenecek uzman hekimler kim?
İşte film tam da burada kopuyor…
Neden?
Yarım imam dinden, yarım doktor candan eder de, ondan…
Demek ki neymiş?
Öncelikle neşteri kimin eline vereceğimizi bilmemiz lazım… Zira önüne gelen herkes elinde bir neşterle dolanıp duruyor ortalıkta…
Sonra da diyoruz ki:
Erzurum neden kan kaybediyor?
Alın size cevap işte…
Yenigün
