Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

İstemeyiz ama yan cebime koy!629 defa okundu

, kategorisinde, 03 Haz 2020 - 17:29 tarihinde yayınlandı
İstemeyiz ama yan cebime koy!

İstemeyiz ama yan cebime koy!

Empati uzlaşmayı, bencillik ise hırlaşmayı taşır heybesinde derler. Erzurum’da bir süreden beridir gündemde olan şu hobi bahçeleri meselesine ben hep oldum olası tek değil, bir çok pencereden bakmışımdır. Ben öyle düşünüyorum, haklıyım, ama karşı taraf da düşüncesinde haklı olabilir mi acaba diye düşünür, alır-veririm! Elbette ki hobi bahçelerinin yapıldığı yerlerin tarım arazisi olması bir sorun. Ama gelin görün ki Erzurum’da o kadar tarım arazisi var ki kullanılmayan. Hobi bahçeleri yüzünden mi alan kalmamış olacak. Biliyorum ki Erzurum’da özellikle de şehir merkezinde yaşayan herkesin aklından bir hobi bahçesine sahip olmak geçiyordur, geçmiştir. Dürüst olalım lütfen. Kimse yalandan popülist davranmaya kalkmasın, demogoji yapmasın. Hele de yazın ucunu gördüklerinde kendilerini dağa, bayıra atan, pikniğe koşan Erzurumlular içinde sanmam ki hobi bahçem olmasa da olur desin. Kendi evimden biliyorum. İnanıyorum ki çoğu evde de hobi bahçesi ile ilgili bayağı bir sohbet geçmiştir. Evet, elbette amaç dışı kullanılmasın ama bu şehirde hobi bahçeleri olsun, hatta kamu kurumları da bu konuda o bahçeleri yapanlara gerekli destekte bulunsun. Büyükşehir Belediyesi de bir ara havaalanı yolu üzerinde öyle bir girişimde bulunmuştu, hatta projeleri de hazırlanmıştı. Sanıyorum kaldı öyle. 600’e yakın hobi amaçlı bahçe projesinin taslağını da gördüğümde ben de beğenmiştim. Son söz, hobi bahçesi işi içinde biraz empati yapalım, ne söyleyeceksek de akılcı ve büyük bir sakinlikle söyleyelim.

Bize böyle gel başkan!

 AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz, Büyükşehir Belediyesi’nde Kültür Daire Başkanlığı yaparken iz bırakmış biridir. Özellikle sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetler konusunda farkındalık oluşturan Öz’ü ben hep bir siyasetçiden ziyade kültür adamı görmüşümdür. Tarihçi olmasına rağmen şiire de meraklı olan, özellikle Şirazi hayranı, edebi kişiliği de bulunan M.Emin Öz’ün belediyeden ayrıldıktan sonra Mustafa başkan kusura bakmasın ama yeri dolmamıştır, dolamamıştır.

Özellikle Müceldili Konağı ve Tebrizkapı Sanat Çarşısı Emin Öz’ün dönemlerini çok arıyor, çok. Her neyse. Asıl anlatacağım şey, Emin başkanın son zamanlarda sosyal medya hesabından siyaset dışı paylaşımlar yapıyor olması. Bir gün bir ova fotoğrafı paylaşırken bir başka gün bir bakıyorsun takipçileri dinlesin diye bir müziğe yer veriyor. Ünlü bestekar kanuncu Göksel Baktagir, Davur Sulari ve Ali Ekber Çiçek, paylaştığı sanatçılardan bazıları. Siyaset dinlemekten biraz sıkılan, çok da hazzetmeyen ben gibilere iyi geliyor. O yüzden diyorum ki bize hep böyle gel başkan.

Vitrinlerin efendisi!

Bir mağazaya girmek için bizi en çok teşvik eden şey nedir? Tabi marka ayrıntısını bir kenara bırakırsak. Elbette ki vitrin tasarımı! Çünkü vitrinde zevkimize hitap eden ürünler varsa, mağazaya dalmaktan kendimizi alıkoyamayız. Örneğin vitrinde bir ceket görür ve ilk bakışta aşkın verdiği o tatlı heyecanla birazdan bizim olacak ürüne doğru yöneliriz. Bir vitrinin önünden geçerken aklımızı alan o ürünü görür, üzerinden günler geçse de önünde sonunda onu satın almak için mağazaya döneriz. Eminim, dediğim durumların benzerlerini çoğunuz yaşamışsınızdır. Vitrinler, mağazalara girip girmeyeceğimizi belirleyen en önemli faktörlerden bir tanesidir. Mankenlerin üzerine giydirilen kıyafetler, ışıklandırmanın nasıl yapıldığı, aksesuar seçimi gibi hususlar; büyük mağazaların üzerinde titizlikle çalıştığı konulardır. İşte bu yüzden vitrin tasarımcılığı son yıllarda önem kazanan bir iş alanı olmuştur. Cahit Dürgen, Erzurum’da vitrin tasarımcısı olarak ilk ve de bana göre tek akla gelen isimdir. Erzurum’da bir çok büyük iş yapan mağazalarını vitrini ondan sorulur. Yıllardır bir meslek olarak o işi yapıyor ve camiada genel kabul görmüş biridir. Sadece Erzurum’da değil, bölgede de müşterileri var ve bir çok ilde mağazaların vitrini ona emanet. Büyük bir titizlikle işini yapan gerçek bir profesyoneldir. Unutmayın ki beğendiğiniz bir şeyi giymişseniz o üründe Cahit’in de az-çok katkısı vardır!

Mesala dedik yani!

Pandemi döneminde etkilenen sektörlerin sayısı bir hayli fazla oldu.  Ekonomik anlamda ‘altta kalan’ sektörlerden birisi de kuşkusuz futbol sektörüdür. Bu yüzden olsa gerek özellikle geçen bu süre içerisinde gazetelerin spor sahifelerinde sıklıkla bu konu gündeme geldi. Bazen idareciler bazen de antrenörler, hem kendi alacaklarından hem de futbolcularının alacaklarından bir kısmının feragat etmesi gerektiğine dikkat çektiler. Sanıyorum bu konuda özellikle en çok gündemde olan kulüp de Beşiktaş kulübü oldu. Başkan Ahmet Çebi de özellikle yaptığı açıklamada futbolcularından hiç olmazsa  3 aylık maaşlarından vazgeçmelerini talep ettiklerini açıkladı. Futbolcuların da kulübün ekonomik durumunu dikkate alarak çok da sempatik görünmeyen bu konuda anlayış gösterdiklerini ve maaş alacaklarından vazgeçeceklerine yeşil ışık yaktılar gibi. Peki, gerek TFF’den ve gerekse yayıncı kuruluştan 3 aydır gelir elde edemeyen ve kasası tamtakır kuru bakır olan BB Erzurumspor’da durum ne? Futbolcular gerek transfer alacaklarından ve gerekse maaşlarının bir kısmından feragat ederler mi?

***

Bu konuyu başkan Hüseyin Üneş’e sordum. Üneş, alacaklardan feragat edilmesi konusunu kesinlikle gündeme getirmediklerini belirtirken, ‘’Biz şu an şampiyonluğa koşan bir takımız. Böyle bir ortamda öyle bir teklifle oyuncularımızın karşısına geçmemiz sözkonusu olamaz. İma dahi etmeyiz. Her ne kadar ekonomik anlamda çok sıkıntı içerisinde olsak ve ödemelerde bayağı bir zorlanıyor olsak bile bu konuyu gündemde tutma lüksümüz yok’’ dedi.  Elbette ki başkan Hüseyin Üneş bu konuda haklı. Öyle bir talep, kaş yapayım derken göz çıkarmak anlamına da gelebilir. Gelir mi, gelir. Ama sanki başkan öyle diyor ama oyuncular bu ekstrem dönemi dikkate alarak özellikle maaş konusunda kendilerine bir jest yaparsa bundan da büyük mutluluk duyacak gibi de duruyor geldi bana. Sıkıntılı bir mesele olduğu aşikar. Arı kovanına elini sokmak gibi bir şey. Sanki başkan da böyle bir şey olacaksa da karşı taraftan teklif gelsin istiyor. En azından konuşurken ben öyle sezinledim. Böyle bir şey fena da olmaz diyor, başka da bir şey demiyorum. Bu benim son kararımdır.

 Hıncal ustadan önemli bir hatırlatma!

Hıncal Uluç, her daim okumaktan zevk aldığım bir yazar, gazeteci büyüğümüzdür. Ağabeyi Öcal Uluç ile Türkiye Gazetesi’nde çalıştığım dönemden tanışmışlığım, beraber Erzurum’da bir G.Saray maçı izlemişliğimiz, iftar etmişliğimiz var  ama çok istememe rağmen de bir türlü Hıncal Uluç ustayla tanışma mutluluğuna erişememişimidir. Sabah Gazetesi’nde yazdığı yazılarını kaçırmadığım gibi hele yazılarında Erzurum da var ise ‘es’ geçmişliğim olamaz.  Geçtiğimiz günlerde yine içinden Erzurum geçen bir yazı kaleme almış büyük usta. ‘’Atatürk’ü anmama günü’’ başlıklı yazısında Borusan Filarmoni Orkestrasını kurucusu Asım Kocabıyık ile Erzurum’a gelişini ve Atatürk’ü anma proğramında yaptığı konuşmasına yer veren Hıncal Uluç, son zamanlarda Atatürk’ü anma proğramlarının Atatürk’ü anmama törenlerine dönüştüğüne dikkat çekiyor ve hem de çalıştığı gazeteye de sık sık yaptığı üzere sitemde bulunuyor. O işe de ayrıca çok şaştığımı söylemeliyim. Büyük usta böyle olunuyor demek ki işte. Her neyse, lafı fazla uzatmadan Hıncal ustanın o yazısından Erzurum, Kocabıyık ve Atatürk ile ilgili yazısından bir bölümünü aktarayım:

***

Erzurum Üniversitesi’ne konsere gitmiştik, Borusan Filarmoni ile.. Israrlı alkışlarla Asım Bey de sahneye gelip kısa bir konuşma yapmıştı. “Konser öncesi 85 yaşındaki Kocabıyık’ı mikrofona davet ettiler. ‘Kocaeli ve Uludağ üniversitelerini Atatürk’ün yolunda yürüyecek gençler yetişsin diye kurdum’ dedi. ‘Bu orkestrayı, Atatürk’ün gösterdiği yolda yürümek için kurdum’ dedi. ..Ve konuşmasını bu ülkenin her kentinde en okunacak yere yazılması gereken müthiş sözlerle bitirdi. ‘Bana Atatürk’ün yolunda yürüme fırsatı verdiği için Allahıma şükürler olsun! ‘ İşte bu, uçlarda yaşamayı marifet sanan ve bu ulusu bölmeye çalışan iki uçtaki şaşkınlar. İşte bu. ‘Beni  Atatürk’ün yolunda yürüten Tanrı’ya şükür’, ne demektir, anlayabildiniz mi? ‘Atatürk’ün yolunda diye Tanrı’ya şükretmek’, nasıl bir yaşam felsefesi, nasıl bir inançtır, bilincine erebildiniz mi? İnşallah erersiniz! Teşekkürler Kocabıyık!..” demişim, halkından aldığının en büyük bölümünü gene halkına veren o muhteşem adama.. Atatürk’ü sözlerinde değil, yüreğinde yaşayan o mert o vefalı Anadolu çocuğuna..

İçinden Necip Fazıl geçen Erzurum kitabı!    

Bir tarafı da ata-dede mesleği sebze-meyve komisyonculuğu olan Naci Elmalı, Erzurum’un yetiştirdiği mürekkep yalamış, eğitimli, üzerine titrememiz gereken çok kıymetli sayıları da az olan kültür adamlarındandır. Zengin kütüphanesi ve entelektüel birikimiyle eskilerin deyimiyle “nev -i şahsına münhasır” biridir. Son yıllarda adı daha çok dergi arşivi oluşturmasıyla anılan Naci Elmalı, Palandöken Belediyesi’nce çıkartılan ve bugün ne hikmetse bir türlü yayını devam ettirilmeyen Beyaz Şehir Dergisi’nin editörüdür. Sadece yerel dergilerin arşivini tutmakla birlikte şehrin kültür hayatına katkıları olmuş kişileri de araştırıp yazar, bir nevi de derlemecilik yapar. Sohbetinden büyük mutluluk duyduğum Naci ağabey bu aralar bayağı bir meşgul. Meşguliyeti de Necip Fazıl Kısakürek. Şiir, tiyatro, hikaye ve romanları ile Türkiye’de haklı bir üne sahip olan ve Cumhuriyet döneminin mistik şairlerinden sayılan Necip Fazıl Kısakürek’in sadece Erzurum ile ilgili hayatını konu alan bir kitabın hazırlığını yapan Elmalı, ‘’Öyle bir kitap olacak ki içinde sadece Erzurum ve Necip Fazıl Kısakürek olacak. Yaşadığı dönemde Erzurum ile ilgili hatıraları, yaşadıkları hem de bire bir tanıkları ve belgeleriyle anlatılacak. Her kimin Necip Fazıl ile ilgili bir anısı varsa bu kitapta olacak’’ diyor. Erzurum kitaplığı için böylesine bir kıymetli çalışmaya koyulan Elmalı ağabeye kolaylıklar diliyor, kitabını dört gözle beklediğimizi belirtmek istiyorum.

 TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Kafesten çıkınca değil, kafesi içinden çıkarırsan özgürleşirsin (Mümin Sekman)

DUVARIN DİLİ : Beni merak etsene, belki iyi değilimdir!

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ