Kayakyolunda oturanlar, müjdemi isterim!

Ben yine sözümdeyim. İz bırakan başkan yol bırakan başkandır! Nerede iz bırakan belediye başkanları varsa kesinlikle bunu yol yapmalarına borçludur. Geçmişte Erzurum’da da örnekleri vardı. Sayıları az da olsa iz bırakan belediye başkanları yol bırakan başkanlardır. Bugün keşmekeş halinde olan şehiriçi trafiğinde bir yer vardı ki yılların kanayan yarasıydı. Kayakyolu’na gidecek olan araçlar, Ali Ravi Caddesi’nden geçerken Yenişehir kavşağını kullanmak zorundaydı. Oysa direkt kayakyoluna gidlecek bir yol vardı ama bir türlü yapılmıyordu. Hem de Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün yole denk gelen iki lojmanını yıkmasına rağmen.. Ali Ravi Caddesini kayak yoluna bağlayacak olan yol için görünen o ki Mehmet Sekmen de iz bırakan başkanlardan olacak. Bir çok kez buradan yazdığım o yolun nihayet yapılıyor olduğunu öğrendiğimde inanın sevincimden havaya fırladım. Bugüne kadar niye akıl edilip yapılmadı diye eleştirdiğim Ali Ravi Caddesi ile Kayakyolunu birbirine bağlayacak olan yolun yapımına başlanmıştı ve bu haber muhteşemdi! Geçen hafta yazdığım ‘’Niye o yolu yapmazlar, anlayan beri geldin’’ dediğim yazı üzerine telefonla arayan Genel Sekreter Zafer Aynalı,’’O yolu unutmuş değiliz, yapıyoruz. Şu anda duvar çalışması var, onu bekliyoruz. Eylül ayının sonunda yeni yol trafiğe açılmış olur’’ dedi.

Ve Aynalı ile Pazartesi (bugün) için yol çalışmasını birlikte görmek, izlemek için sözleştik. Beraberinde Genel Sekreter Yardımcısı Burhan Salın ile dün öğlen sonrası Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün bahçesinde başlayan duvar çalışmaları ile birlikte yeni yol çalışmasını izledik. 500 metrelik Dedeman Uygulama Oteli’nin yanında kavşakla birleşecek olan yeni yol ile bir rüya gerçekleşecek. Büyükşehir bu yol için uhdesindeki bir arsayı bile Karayolları’na vermiş. Karayolları da bu jest üzerine kampüsüne isabet eden bölgede duvar yapımını üstlenmiş. Aynalı’ya göre Eylül sonu asfaltı atılacak, yol trafiğe açılacak. Ali Ravi Caddesi’nin tam karşısına denk gelen bu duvarın yıkımı demek, yeni bir yolun daha hizmete girmiş anlamını taşıyacak. Artık müjdemi de isterim. Kete de olur, kesme de! Kayakyolu’nda oturanlar için alternatif bir yol olacak, böylelikle özellikle Yenişehir girişindeki izdiham da sona erecek. İstasyon’dan başlayan yol Dedeman Uygulama Oteli’nin yanındaki kavşakta son bulacak. Böylesine önemli bir projeyi hayatiyete geçiren herkese ama herkese bin teşekkür..

 Şimdi sıra dekanlarda!

 İkinci dönem de rektörlüğe devam edecek olan Prof.Dr.Ömer Çomaklı rektör yardımcılarının tamamını değiştiğine göre fakülte dekan ve yüksekokul müdürlerini de değişir mi?

Şimdi soru bu!

Sanıyorum bu sorunun cevabı da eli kulağındadır. Bugün-yarın o konuda da bir basın açıklaması  ile de illa ki karşılaşacağız.

Peki, rektör yardımcılarının tamamını değiştirerek yeni bir kadro ile ikinci dönem için start veren ve bu konuda büyük bir sürprize imza atan Prof.Dr.Ömer Çomaklı, görevdeki dekan ve yüksek okul müdürlerini de değiştirir mi, bana göre değiştirir.

Bunu niye böyle düşünüyorum, rektör hocanın yeni şeyler söylemek istediğinden. Ve bana göre rektör hoca da bir süre önce ufak ‘kafa dinlemek’ için gittiği İzmir’de bunu da planladı ve uygulama için bugün-yarın düğmeye basacak.

Peki, halihazırda görevde bulunan 28 Fakülte dekanı, 8 enstitü müdürü, 13 yüksek okulu müdüründen kaçı değişir, kaçı yerinde kalır.

Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm projesine ne denli önem verdiğini bildiğim ve biraz da rektör hocayı tanıyorsam, değişenler illa olacak ama işte kaçı kalır, kaçı gider, bu soruya cevap vermek zor.

Rektör yardımcılarının tamamını değiştiren ve yeni arkadaşları ile ikinci döneme başlayacak olan Prof.Dr.Çomaklı’nın mevcut fakülte ve yüksek okulların müdürlerinin tamamına yakınını değiştirirse çok şaşırmayacağımı da söylemek isterim, nokta.

Bu benim son kararımdır!

Baraj sınavında sınıf geçtiler!

 İnanıyorum ki o korkulan olsaydı haber bültenlerine o yangınla başlanacaktı. Korona bile ikinci haber olurdu. Erzurum itfaiyesi, Türkiye’nin en büyük hidroelektrik santrallerinden olan Kuzgun barajındaki bir yangını, faciaya yolaçmadan önleyerek iyi bir sınavdan geçti. İspir ilçesi, Serçeme deresi üzerindeki santralde geçtiğimiz günlerde bir yangın çıktı. Trafoları soğutmaya yarayan cihazın yanması sonucu meydana gelen yangın, itfaiyenin haberdar edilmesiyle büyümeden önlendi.  Büyükşehir Belediyesi’nin 1.Organize Sanayi bölgesindeki itfaiye grubu elemanlarının yıldırım hızıyla yetişip kontrol altına aldığı yangına eğer biraz daha geç gidilseydi trafolara sirayet edecekti.  Çoğu yangının aksine bu yangının kontrol alınması da su ile değil, köpükle oldu. Köpüklü söndürme konusunda eğitimli olan itfaiye ekibi büyük bir facianın önüne geçmek suretiyle bir kez daha gönlümüze girmiştir. 20 milyon 918 bin 467 kilovatsaat elektrik üretiminin gerçekleştiği barajdaki o yangın küçük hasarla atlatılmış oldu. Alkışlarımız, büyük bir sınavı yüzlerinin akıyla tamamlayan o tulumbacılara gelsin..

Maske bize ders verdi!

Akrabanı bile maskeli halde tanıyamıya biliyorsun. Yüz maskesi ile birinin tanınmaz olunacağını anladık.

Sadece kanserli hastaların yüz maskesi takmayabileceğini anladık.

Nefes zorluğu çekenler için maske kullanımı tam bir zulüm. İşte bu pandemi döneminde onu anladık.

İyi maske var, kötü maske var. Virüsü önleyecek türde maske kullanılması şart. Onu anladık.

Bir küçük bez parçası ile bir çok hastalığın önüne geçiliyor. Onu anladık.

Normalleşeceğimiz dönemlerde de sağlık için pekala maske kullanılabiliyormuş. Onu anladık.

Yanlış hesap havaalanından döner!

Hafta sonu 2.Organize Sanayi Bölgesindeydim. Son olarak 7 ay önce gittiğim bölge sahasında son durum ne, merak ediyordum. Özellikle Vali Okay Memiş’in her fırsatta dile getirdiği ve faaliyete de geçmesiyle de övündüğü Tekstilkent’in de yeraldığı bölgede başka ne gibi hareketlilik var, öğrenmek istiyordum. Zira büyük hayaller ile kurulan ve üzerinde çok ter akıtılan 2.Organize Sanayi Bölgesi son zamanlarda Tekstilkent ile anılıyor, sanki başka bir şey yokmuş gibi bir algı oluşturulmuştu. Oysa Anadolu Börek’in de bina inşaatının olduğu, muazzam bir yapılaşmaya tanık oldum. Alt yapısı zaten tamamlanmış bölgenin nizamiye kapıları bile gerçekleşmiş, yeşillendirmede bile bir hayli yol alınmış durumda. Öyle ki 2.Organize Sanayi Bölgesi yönetimine idari bir bina için yer tahsisi bile yapılmış, kısa süre sonra temel atılacak. İrili ufaklı en az 15 alanda inşaat çalışması var ve üretim için bazılarında makina monteleri bile gerçekleşmiş. İşte bunlardan birisi de daha önce MÜSİAD Başkanı olarak tanıdığımız Taner Bayır’ın sahibi olduğu Erbalgıda şirketi. Bal ve bal ürünleri üretimi gerçekleştirecek olan firma, o kadar hızlı çalışıyor ki neredeyse gün sayıyor.  2.Organize Sanayi Bölge Müdürü Fırat Karakaya ile yaptığımız ziyarette özellikle Taner Bayır’ın buraya geliş hikayesini öğrendim ki, çok ilginç. Sizinle de paylaşmak istedim.

Aynı zamanda ETSO Meclis Başkanı da olan 2.Organize Sanayi Bölge Başkanı Saim Özakalın, bir iş için Ankara’ya gidecektir. Tam havaalanında uçağı beklerken Taner Bayır’ı görür. Bayır burnundan solumaktadır. Yatırım yapmak isteyen Bayır, bürokratik engeller sebebiyle kararını vermiş, Ankara’ya gidecektir ve burada bu bal üretimini gerçekleştirmek istemektedir. Bu durumu öğrenen Saim Özakalın, biraz da uçağın rötarlı olmasını fırsat bilerek Bayır’ı ikna etmeye başlar. .. Ve sonunda havaalanında Bayır’ı kararından vazgeçirir, bu tesisi hem de 2.Organize Sanayi Bölgesinde yapmasını ister, oraya davet eder. Her türlü yardım ve desteği de sağlayacakları sözünü de vererek. Artık tesis yapmak için kararlı olan ve Ankara’ya gitmek üzere olan Taner Bayır’ı vazgeçirmeyi başaran Özakalın, bir yatırım ve başarı hikayesine de konu olduğunun farkında dahi değildir. Ne yalan söyleyeyim, bu hikayeyi hem Özakalın hem de Bayır’ın ağzından dinlediğimde 2.Organizeye olan inancım biraz daha arttı. Sessiz bir devrimin gerçekleştiği 2.Organize’nin artık tam bir organize bölgesine benzemiş olmasında emeği geçenlere teşekkür ederken, yatırım heveslilerine burada ikinci etap çalışmasının da startının verildiği müjdesi ile yazımı sonlandırayım diyorum!

—

TUTTUĞUM BABA SÖZLER :  Aslında bütün insanları sevebilirdim, sevmeye ilk senden başlamasaydım! (Can Yücel)

DUVARIN DİLİ : Hayat yordu beni. Volvo’yla çarpışmış Hacı Murat gibiyim!