Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Ramazan Karataş : Eksikleri, yanlışları, eğrileri ve doğrularıyla Erzurum’un seçim analizini yaptı..980 defa okundu

, , kategorisinde, 07 Nis 2024 - 16:56 tarihinde yayınlandı
Ramazan Karataş : Eksikleri, yanlışları, eğrileri ve doğrularıyla Erzurum’un seçim analizini yaptı..

 

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi, ülkemizde ezber bozan, hatta kazananların bile beklentilerinin üstünde gerçekleşen sonuçlara sahne oldu.

Vatandaş sandıktaki tercihiyle Türkiye’nin siyasi fotoğrafını yerelde değiştirirken, 22 yıllık AK Parti iktidarına yıllar sonra sert bir mesaj verdi.

Bu sonuçlar CHP kanadında her ne kadar zafer çığlıklarına dönüşse de; aklı kesen herkes bilir ki, her seçimde nihai kararı veren AK Parti seçmeniydi ve o büyük kitlenin kahır ekseriyeti 31 Mart’ta sandık başına gitmedi, gidenler de zaten CHP’ye oy vermedi.

Ama sonuca bakacak olursak; 2019 yılında İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropol şehirlerde iktidara karşı yansıtılan ideolojik tepki, 2024 yılı yerel seçimlerinde Anadolu’ya bu kez birçok nedenden dolayı yansıdı.

Şöyle ki, 14 Mayıs genel seçimlerinde Pandemi, 6 Şubat depremi ve ardından yaşanan ekonomik zorluklara rağmen zaferi göğüslemeyi yine başaran Reis, 31 Mart’ta bu kez ve de özellikle Anadolu’da bir tepkiyle karşılaştı.

31 Mart’ta CHP alışılageldiği gibi büyükşehirlerde değil, Anadolu’nun neredeyse tamamında bir sıçrama yaptı.

Öyle ki, sonuçlar sadece iktidarı değil, muhalefeti de şaşırttı.

 

O halde soru şu:

Ülkemizde yaşanan doğal, sosyal ve ekonomik olumsuzluklar karşısında bile duruşunu bozmayarak 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yana tavır koyan halk, 31 Mart’ta neden böyle bir tavır ortaya koydu?

Bu soruya en sade ve özet halinde hem Türkiye’ genelinde hem de Erzurum özelinde cevap verecek olursak:

Hayat pahalılığı…

Birincisi Türkiye’deki enflasyonist ortam, yani hayat pahalılığı… Vatandaş sürecin baştan savma yürütüldüğüne inandı, faizler önce indi, ardından jet hızıyla yeniden çıktı, fiyat istismarına karşı çözüm üretilemedi, basit müdahalelerle ortadan kaldırılabilecek fahiş fiyat uygulamaları bile ‘serbest piyasa ekonomisi’ gibi bananeci bir yaklaşımla geçiştirildi.

Emeklilerin beklentileri…

İkincisi emekliler… Sayıları milyonlarla ifade edilen bu kesimin beklentileri hep havada kaldı; yok kök maaş, yok dip maaş falan derken, iktidarın attığı adımlar emeklinin eline geçenin aslında ‘az maaş’ olduğu gerçeğini değiştiremedi. Ve atılmayan adımların karşılığı 31 Mart sandıklarına yansıdı.

 

Aday belirleme süreçleri…

Gelelim aday belirlemede yapılan hatalara…

AK Parti, son 10 yıldır bu hatayı deyim yerindeyse alışkanlık haline getirdi. Genel merkezi etkisi altına almış olan ve üç-beş kişiden oluşan sözde kurmay ekip, aday belirleme süreçlerini bildiğiniz çocuk oyuncağına dönüştürdü.

Sadece Erzurum’da değil, Türkiye’nin neredeyse tüm vilayetlerinde bu sancı yaşandı; halkın kimi istediği, teşkilatların ne dediği ve sokağın dilinin ne konuştuğu bu sözde kurmay ekibin hiç mi hiç umurunda olmadı. Reis’in yıllar süren mücadelesi bir kenara bırakılarak, resmen adamcılık oyunu oynandı.

Eğri oturalım, doğru konuşalım; 14 Mayıs seçimleri için oluşturulan milletvekili aday listeleri bile şehirlerde kabul görmedi, itirazlara konu oldu, tatmin etmedi, karşılık bulmadı. Ama seçmen buna rağmen Reis’i yine yalnız bırakmadı, sandık başına gitti ve AK Partiye sahip çıktı.

Anlaşılan seçmenin bu tutumu, genel merkezdeki kimi sözde kurmaylar tarafından “ne dayasak kabul ediliyor” şeklinde algılanmış olacak ki, aynı hatayı 31 Mart seçimlerinde de yaptılar.

Erzurum’da kaybedilen ilçelerin dışında bir de direkten dönen ilçeler var ki, “kör gözüne parmağım” dercesine öylece orta yerde duruyor. Kaldı ki, bu vahim durumu görememiş olmaları da, yereldeki ve yukarıdaki parti yöneticilerinin ne kadar büyük siyasi dehalar(!) olduğunu göstermeye yetiyor.

Ve diğerleri…

Sıraladığımız bu sorunlara ilaveten kutuplaşma ve ayrıştırma söylemleriyle mülteci sorunları gibi birkaç önemli problemi de ekleyebilirim; ancak şundan emin olabilirsiniz ki, seçimlerin üzerinde etkisi olan başlıca faktörler aslında yukarıda sıraladıklarımdan ibarettir.

Yazdıklarım belki bazı çevrelerin hoşuna gitmeyebilir, birileri üzülebilir, küsüp, kızıp veya da darılabilir ama bunun zerre kadar önemi yok benim için. Benim safım baştan beri aynıdır ve değişmemiştir, durduğum yer ise Reis’in yanıdır. Bir de şundan eminim ki, bana kızacak olanlar, Reis’e kesinlikle zararı dokunmuş, dokunan ya da dokunacak, Reis’in mücadelesine ve emeğine gölge düşürmüş, düşüren ya da düşürecek olanlardır.

Önemli bir anektod… 

Anlattıklarımın sağlaması olması açısından size bizzat kendi başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.

Seçim akşamında iftar sofrasına kayınpederin hanesinde oturduk. Geciktiğim için sofraya da haliyle geç oturabildim. Ve hemen televizyon kumandasını istedim.

Çünkü seçim akşamı hem de sofranın karşısında bulunan televizyonun açık olmaması dikkatimi çekmişti. Kaldı ki, bundan önceki tüm seçimlerde her Anadolu insanı gibi kayınpederim de ekrana kilitlenir, Reis’in kazanması için dua ederdi.

– “Hacıbaba, televizyonu niye açmıyorsunuz?” diye sordum, cevap peşinen geldi:

– “Ne diye açayım oğul?”

Seçimi hatırlattım, ama kayınpederde çıt yok!

Sonra derin bir soluk aldı

– “Ben artık ilgilenmiyorum seçim sonuçlarıyla… Çünkü bizi yok saydı!”

– “Kim?” diye sordum:

– “Reis oğul, Reis… Yani Recep Tayyip Erdoğan” dedi ve ekledi:

– “Oğul, biliyor musun hayatımda ilk kez oy kullanmadım, o da bugündü işte!”

Düşünün ki, yanındayken Reis’e laf eden kim olursa olsun ağzının payını fazlasıyla veren kayınpederim, Reis için sandığa bile gitmemiş.

Ailece sustuk, yemeğin ardından eve geçme hazırlıkları yaparken, arkamdan seslendi kayınpederim:

-“Ola inşallah İstanbul’u alırız!”

Şaşırdım bir kez daha, sordum:

-“Hani sen kırılmıştın?”

Ve işte o cevap:

– “Olsun evladım bizim onlar. Biz evlatlarımıza kırılırız ama onları atmayız… Hele Reisi hiç atmayız. O hem bizim hem de ümmetin umudu…”

İşte kayınbabam gibi, cami avlusunda buluşan 65 ve üstü yaş grubundaki emeklinin sitemi Erzurum’un her mahallesinde ve cami avlusunda…

Varın şimdi siz düşünün Türkiye’deki milyonlarca emekliyi…

 

    Not : Bir sonraki yazımızda (yarın)  merkez ve taşra ilçeleri mercek altına alacağız.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ