Ülkemizde sonu gelmeyen şeylerden biri de başımıza gelen ardı arkası kesilmeyen felaketler…

Her sabah gündemde ki başka bir sorunla başlıyoruz güne. Daha iki hafta önce Rize’den sel felaketi haberini aldık. Bir sürü köyü sel önüne katıp yok etti, aynı zamanda bir sürü canda aldı bizden. Bölgeye giden ekiplerin yardımıyla selin ortasında mahsur kalan vatandaşlar kurtarıldı ama maalesef her ne kadar canlar kurtulsa da evleri selle birlikte sürüklenip yok oldu. Dün de Van’nın Başkale İlçesinde sele kapılan ve son anda ölümden dönen genç bir kızın görüntüleri içimizi parçaladı.

Son bir haftada ise ormanlarımız cayır cayır yanıyor, nefesimiz elimizden alınıyor ve bu yangınlar tek bir bölgede değil ülkemizin çoğu bölgesinde mevcut. Şu an yaklaşık 110 ormanımız yandı ve yanmaya da devam ediyor .Peki bu bir tesadüf mü?

Bir çocuğa bile sorsanız aynı zamanlarda 110 ormanın beraber yanmasının bir tesadüften daha fazla olduğunu bilir ama hala daha bu duruma ”otel yapılacak” kılıfı uyduranlar var. Bir çocuğun bile idrak edeceği gerçekleri, yetişkin bir bireyler nasıl idrak edemez benim aklım almıyor açıkçası. Yanan bölgelerde yaşayan insanlar bütün varlıklarını kaybettiler, hatta canlarını verdiler. Evleri, hayvanları, bahçeleri, ağaçları, birikimleri, emekleri kül oldu hem de sadece birkaç saatte.

Mağdur olan vatandaşlara bir şekilde yardım edilmesi gerekiyor ama bu yardım çay dağıtılarak veyahut IBAN numarası verilerek yapılmamalı. Neden başımıza gelen her olayda dua ile başlayıp IBAN ile bitiriyoruz ki meseleyi?

Ayrıca yangınlarda doğayla beraber en çok zarara maruz kalanlar hayvanlardı. Yangının tam ortasında savunmasız kalan hayvanların birçoğu maalesef yanarak can verdiler. Kurtulan ve yaralanan hayvanları ise sağ olsunlar bölgede ki veteriner hekimler gönüllü olarak tedavi etmekte.

Dediğim gibi ülkemizde meydana gelen felaketlerin sonu gelmiyor. Daha yeni dün sabah Datça’da 4.5’lik bir deprem meydana geldi, her ne kadar can kaybı olmasa da biz yine de her an her şeye karşı tedbirli olmalıyız. Umarım en kısa zamanda ülkemizin üstünde ki kara bulutlar dağılır ve Allah’ın izniyle felaketler son bulur.